Zamanı Araklamak..Gencay & Bkaraer
ZAMANI ARAKLAMAK
----------------------------- NOSTALJİK TAKILMALAR..BKARAER GECEM’E……………….. GENCAY NOSTALJİK TAKILMALAR………….. ------------------- Gelecekte bu ortak şiiri okuyanlar bilin istedik Biz çoktan geçmişiniz olduk Yalnızca uyuyan bir zihin olduk Tılsımlı sözler gibi.. Geçmişinizi geleceğinizi Zihinleri ve geceleri okuyun.. Okuyun Geçmişten sizlere kaldı çağı ve geceleri Bizde geleceği yaşamayan geceleriz Kızgın iğne ile kör edilen, Ötmeye mecbur edilen tarla kuşuyuz En iyisinin iyisi Eski ve yeni Zihinleri ve geceleri uyandırmak için Zamanı birlikte araklamaya geldik Belki gelecek zamanı ters yönde Geçmişe bükmüştür Tarla kuşu gibi gözlerimiz kör bir gecede ötüyoruz Geçmiş geleceğin ayağına dolanmadan Zamanı birlikte araklamak gibisi yoktur. Siz Geleceklerin gelecekleri Bedenlerimizi neşeli bulmadınız Hatta fazlasıyla ölüyüz Uyuyan zihinlerimiz uyandırmayı bekledi Biz gidenlerin zihinleri hep uyanık Xu Lizhi.. Geçmiş ve geleceğin zaman gemisinde Hep birlikte zamanı birlikte arakladık. Bedenlerimiz gelecekte derin uykuda olacak. Evrensel bilincimiz Bizleri uyandırmak için Hep sizleri bekleyecek Genişletilmiş zamanların, Genişletilmiş gecelerinde, Genişletilmiş uyku-uykusuzlukta Zaman ve bilinç tarla kuşu gibi ötüyor Korkmaktan korkmak gibi Genişletilmiş zamanlarda Bedenin Xu Lizhi gibi genç ölmek istemez Xu Lizhi’nin bedeni toprak altında Zihni toprağın üstü Genişletilmiş gecelerde Gelecekte bu ortak şiiri okuyanlar bilin istedik Biz çoktan geçmişiniz olduk Yalnızca uyuyan bir zihniniz olduk. Korkmaktan korkmak gibi. Göz kapakların uykuya ve ölüme direnir. Yokluğun varlığına katlanacak ey Gelecek Geçmişten geleceğe müzik çalıyor. Bende gençlik yok sende ihtiyarlık Zamanı birlikte araklayım. Eski zamanlar bilge ve uzun bir gecedir. Genişletilmiş zamanlarda, Bitmeyen gecelerimizde, İçimizdeki müzik evrenseldir Sen söyleyinceye kadar Yıldızlar gibiyiz Gündüz göremiyoruz Gece yıldızlar gibi çoğalıyor, Çoğalıyor ve Sonsuzlaşıyor gecem. Geçmişin atomları Geleceğin atomları ile elele Sen bana sonsuz geceleri anlat Ben sana geçmişin izlerini Kadim bir geçmiş kadim bir gecede En iyisi zamanı birlikte araklasak Genç ve yaşlı birlikte Öncesiz ve sonrasında Zamanı ödünç alıyor ölümden Ben de sen Sende ben Gece sokak kedisi gibi düşeyim önüne 22180 gecemi anlatsam biter mi.? Benim gecelerim kayalıklarda ki deniz köpükleri gibidir. En iyisi zamanı birlikte araklamak Ben ihtiyarın gencini Biliyorum. Sen gencin ihtiyarını biliyorsun. Benim geçmişim senin geleceğin Senin geleceğin benim geleceğim Bu müzik asla bitmeyecek. Gece sokak kedisi gibi, Ben eski şarkıları bilirim Sen yenileri… Birbirimizin müziğinde birleşelim Ve genişletilmiş müziğin gecesinde Tarla kuşum sustuğu an Sen müziğe devam et. Gecelerin senle yaşlandığında Kaç yıl ve kaç gece yaşadığın değil Neyi yaşadığını sen anlatacaksın GEÇMİŞİN ANLATISI -------------------------------- Bana haydi sor geçmişi.. Geçmiş sanki kapıyı açınca içeriye girmeye çalışan kar fırtınası Kapı zili değilim ki.. Herkesin hayatı yazılı olmayan bir günce veya güncelleme Aklında kalanlar ve defterinle sen Geçmiş yapamadıkların, …. Bu anların ve şimdi ki yapamadıklarını yapmaya çalışarak Gelecek veya yarın Hiç yapamayacağın şeylerin kıçüstü yatay düşme halidir Pekala Gözünde akan gökkuşağı değil de Ya biberden gözün yanmışsa Gelecek gelmez mi sanıyorsunuz Sessiz sinemalar ve şarlo Radyo dünyamız.. Hiç durmadan dans eden gramafonlu kadınlar Nerdesin Ya yazlık sinemalar, Geçmiş Sanki kapıyı açınca içeriye girmeye çalışan kar fırtınası.. Red kit ve atını hangi maceralar bekliyor Doğduğum ev.. Serkisoff masa saati Babamın gelincik sigarasını Plaklar ve kitaplarım Okul anılarım 1978 gençlik hareketlerini Ben kapıyı açınca içeriye girmeye çalışan Kar taneleri ve anılar Geleceğin fantastik sevgili gibi Onunla nefes alır ve rahatlarsın Umut eder yarına yatırım yaparsın. Geçmişin seninle yasal olarak evli En iyi olasılık geçmiş ile birlikte tatlı tatlı yaşlanmak En kötü olasılık Ondan boşanmak mahkemeler hak ve hukuk Bir sürü basılı formlar. geçmiş asla Aldatılmak ve ihaneti sevmeyecek. Güneş ışığı sekiz dakikada Dünyaya geldiği zaman aslında geçmiştir. Bizlerde gelecek için geçmişiz Que sera sera En iyi insan ölmüş insandır Nedeni kimse sana kusurlarını Söyleyecek kadar sende dahil Hiç kimse uzun yaşamayacak. En görkemli insan ile en zavallı insan Gelecekte nasıl olsa hepimiz ölmüş olacağız. Gelecek hiç beleş bir şey olmayacak İyi ve kötü bedeller ödedin. Balçık kemiği ile yaratılmak eskidendi Yürüyen merdivenlerin Kendilerini dağıtması eskidendi. Bir buket güllerin kalpsizliği ile Deliye kapıyı ört demek eskidendi. Rakı ile ayılan kanın Duvarları kurşuna dizdirmesi eskidendi. Ve dostlarımızı anar ve yanarken Bir özlem duymak eskidendi Kimseler asla red etmeden Gelecekte asil bir menekşe gibi olabilirim Gecenin ilerleyen saatlerinde Tost ve yumurta yeme anım Yarın ve uzak yarınlarda Asla sahip olamayacağım bir mülkse Bugün ayyaş olayım yeter. Geçmişten bir şeyler satın almak istedin. Ne kadar servetin olursa olsun Geçmişi asla satın alamazsın Gelecek pekala bir hırsızın çaldığı bebekte olabilir --------------- 12 Mayıs 2020 Sinop …….. .........KUYUSUYUZ DİPSİZLİĞİN......... Gelecekte bu ortak şiiri okuyanlar bilin istedik Biz çoktan geçmişiniz olduk Yalnızca uyuyan bir zihin olduk. İpince, damarlar ve bağlar Bedeni verdik uykuya Ama o, çalıştı yine Uyusak da Geçmiyor şu yorgunluğumuz. Gece de gündüz de huzur yok Dünya öyküsü zihinlere sızmış Kıvranıp dur yatağında, uyuyamazsın Uyusanda Geçmez şu yorgunluğun. Bir iştir yaşamak Çalışmak ha çalışmak Ama işte İstifa edende oluyor Hem işten, hem hayattan Xu gibi, Uyusak da Geçmiyor şu yorgunluğumuz. Geleceği okuyoruz, düşünüyoruz Geçmişi okuyor, düşünüyorsunuz Siz okurken, bizimki geçip gitmiş ân Biz okurken, sizinki hiç gelmemiş ân. Nedir bu zaman boyu yaşanılan Nedir belki de yaşanıldığı sanılan İki görünmeziz dostum seninle biz Çağlarımızın ters yüzüyüz seninle. Eğer dünya yok olmazsa belki Resim ve şiirlerde görebilirsiniz bizi Ama bizim öyle bir şansımız yok Dünya var olsada, biz yok olacağız çünkü. Guguk kuşları sabahın ve akşamın Serin ayaz saatleri köy balkonlarının Bağrına bakarken karşımdaki dağların Öterdi öyle, öterdi beynimin içinde. Bizi hangi sebep sürmüştü bilemem Yıldız tozundan köyümün tozuna, Bizleri hangi rüzgâr savurdu böyle Ve hangi rüzgâr savuracak yine? Kimbilir ki bunun nesini, nedenini İşte arkadaşım, tozlarız biz Evrenden evrene, durmadan Savrulacak olan. Gelecek geçmiş denilen insandır Belki de puzze bittiğinde ortaya Hiçbir resim çıkmayacak Yalnızca madde, gaz, enerji ve atom. ......... Gelecekte bu ortak şiiri okuyanlar bilin istedik Biz çoktan geçmişiniz olduk Yalnızca uyuyan bir zihin olduk. Sigara içmemek sağlığa zarar verir Ruhu sıkışır insanın, şairse zor yazar Ressamsa zor çizer, yazar, yazamaz Düşünür, düşünemez, ruh sağlığı. En azından bizim gibileri öyle 8280 gece yaşadım bu dünyada En çok geceleri uyandım hayata Ve kendime, bilincime yürüdüm. Bilincimin son durağı Şuan üzerinde kuşların uçuştuğu Ağaçların sallanıp durduğu Varolduğum yerin mezarlığındadır. Aslında var oluşuna yürür insan Çocukluğuna yürür Geçmişine yürür Kendine, özüne yürür insan. Benim öyle kayda değer anlatacak Pek bir hikâyem yok arkadaşım, Senin geçmişinim ben Sen benim geleceğim, hepsi bu. "Kuyusuyuz, dipsizliğin." ................ GECEM’E Gelecek gelecek denilir Nerede bu gelecek? Sonda mı, başta mı bilmem ama Benim geleceğim geçmişte kaldı. Şimdi ben ki geçmişime ve geleceğime doğru büyüyorum Hayat, ömrümle dans ederken Ben zamanı araklıyorum. Ezeli bir gecedir benim geçmişim Yıldızlarla donatılmıştır geleceğim Sen pınarın başındasın arkadaşım Ben ise pınara varan yolun başında. Hayat pınarını içip devirmişsin Ben ise pınara doğru yürüyorum Benim geleceğim var içilecek Senin pınar gibi geçmişin var akan. Ezeli ve ebedi bir çöldür dudaklarım Var olan bütün öpücüklere Var olan bütün dudaklara Başlangıcı olamayacak kuraklıktır. Nehirleri okyanusları çekilmiştir Dinlerde olmayan yeminler etmiştir Coşkunluğum sadece sanadır Canlılığım sana, yalnızca sana. Bu hayat bir rüzgâr gibidir Kimi zaman sert, kimi zaman ferah Anlarımızı savurur savurur uzaklara Bu hayat bir rüzgâr gibidir. Kara saçlı, kara gözlü gecem Uyanmaya başlıyor şimdi Gecem ki yıldız yıldız simli Parıldayan bir bebek gibi. Sessizlik ve tuhaf bir yüz ifadesi Yeni uyanınca hepimize olan gibi -Sonsuz uykulardan uyanınca Dünyaya hayretle bakmak.- Ve anlamaya çalışmak Bu soğuk ve karmaşık hayatı Ölümleri ve doğumları İşte öyledir gecem.. Devlerin devi ey ezeli gecem Karanlığından ve uykundan ver bana! Şu dünyayı , hayır şu evreni Uyumak istiyorum rengin gibi. Sen ki evrenin annesi, ışığın gelini Sen ki varlığın beşiğisin, şefkatlisin Senin o bağrında kimler uyudu kaldı Evrenler, ölüler ve hiç doğmamışlar.. Gezegenler uykulu kafalar gibi Uykusuzluktan başları dönüyor İçlerinde savaşlar, kaoslar var Sonunda senin bağrına yatacaklar. Ve huzur, ışık gibi sızacak içlerine Karanlığında ki huzuru yastık gibi Başlarına koyup uyuyacaklar Yavaş yavaş dinecek yorgunluklar. Dudaklarım , bedenim yalnızca senin Ruhum, gönlüm, yalnızca senindir Yatağım sensin, huzurum sensin Ben seninim, sen benimsin. Ey ezeli gecem Yüz vermem sonlu aşklara Gözüm senden başkasını görmez Tövbeliyim senden başkasına.. Ben ki, senin Her zaman senin Gencay’ın. -------------- 12Mayıs 2020 İstanbul |