Kimsesiz şiir
Dökülür eteklerden hüzün
ve düşmez cemrelerin umudu yüreğime Çarmıha gerilen kimsesiz şairi sürüklerim buğulu mavilere karanlığın katranında yarınları infaza çekerim Kınından çekilmiş mısralar kefaretini öder yalnızlığın perçeminden tuttum gecenin süvarilere savaş açarken Ey! yeri göğü acıyla süsleyen tan vaktinde umudu dar ağacına astım kerelerce yarına tomurcuk / güller için Güneşi avucumda söndürüp boyadım Kızıl denizin rengine göğsümde topak kanların kokusu cebimde yarım kalan mektubun feryadı duyulmadı hiçbir diyarda Bahara davet gözlerini ararım rutubet kokulu cemrelerde ateşi sarma arzusu debreşir içimde oysa kimsesiz bir şiirdim şimdi beni al götür gecelere Düşlerin sığındığı uçurum kenarlarında sakladım kahkahaları bin bir ukteyle dervişin yüreğine sığmayan zikrine düştüğüm yâr yüreğim har, enkazım aranır viranelerde Yalnızlık rıhtımında gökkuşağını çaldığım bulutlardan bekledim hep gidenleri biten mısra sonlarında Nuh’un gemisinden düşen kimsesiz bir şiirim ben ki kor ateşlerde bilenirim Mehmet Muhlis ŞEPİK |