Kuş Uykusu
kuşumun
ölüm öncesi avuçtaki son görüntüsü; yüreğimde köz parçası tüylerim kırık gagam yara bere içinde ne zamandır unuttuğum her acı genzimi yakan bir nakarat rotasında kuş uçumu ağıda dönüyor en çocuksu sesimle! anlattığım kuşa bu ölüm nasıl sığar! bir unutuluşa sığmayan varlığı sonsuz bedeniyle avuçlarımda; konuşamamanın sessiz öfkesi üzüncün ışık hızına vurması içimdeki barışın yok oluşu yüklenip gitti gökyüzümden... boğucu bir kaos avluda ayaklarımın altında doğranmış kırıntılar baharı o müjdelerdi oysa birgün düşeceğini bile bile yapayalnız gidiyor şimdi cennetine... ölüm avuçlarımdan bile büyük değilken kuşumun cıvıltısı gövdemin her yerinde tufan! göğüs kafesimi kırarcasına tuttuğum kuş kucağımda çoğalıp duran ölüm jesti oysa yem unutkanlığıydı korktuğum kelime şimdi avuçlarımda çöl özleminde buz bir kütle! bir ağaç, en yeşil yerinden başlasın yaprak dökmeye! bir kedi, en aç haliyle başlasın yas tutmaya! bir hayat, en cıvıltılı sesiyle başlasın muzipçe gülmeye! bir ölüm, en itaatkâr duruşuyla başlasın kendinden utanmaya! aşkla sevdim seni hangi avucumdaysan, öbürü uçurum bir çalıya döndü gövdem! |
Şiirin yaşattığı duygular vurucu, keskin ve derin.
Gönüllerde iz bırakan şiirinizi kutlarım.
Saygılarımla.