Canımın İçine Mektup
Canım benim.
Canımdan öte sevdiğim. Canımın içi.. Mektubuma nasıl başlasam inan bilemiyorum. Uyurken bile seni düşünmekteyim. Düşüncelerimden hiç çıkmayan işgalci bir yanın var. Gözlerimi kapatıyorum yine seni görüyorum. Mütemadiyen seni düşünüyorum. Kaçmak nafile. Seni düşünmenin müptelası olmuşum. Sana olan sevgim, sensizlikten ileri geliyor. Aklımdan çıkmayan bir duruşun var. En çok da bu yönünü seviyorum. Kurban olduğum.. Duruşunu, gitmeyişini, gidemeyişini, içli içli sitem edişini. Seninle olmasam ne olur ki. Sesin olmasa ne çıkar ki. Yokluğun bile yetiyor bana. Yanımda olsaydın belki dünyanın en güzel tablosu biz olabilirdik. Bizden kafiyeli bir sanat eseri olabilirdi. Fakat yadırgamıyorum yokluğunu. İnan ki. Aramızdaki kilometrelerce mesafeyi aşıp, içimden duyabiliyorum seni. Gözlerine bakabiliyor, boynuna sarılabiliyorum düşlerimde. Sen ki. Düşlerimi güzel yapan kadın, O narin ellerinle, şiirsel gülüşünle, sana şiirler okusam sanki anlamını yitirecek gülüşünün yanında. İşte o kadar cancağızım. Böylece daha iyi özümsüyorum. Gerçek olmasını dilemiyorum hayallerimin. Çünkü bu his gerçek olmayacak kadar güzeldi. Peki bu bir ayrılık mı diyeceksin.. Canımın içi. Olur mu hiç öyle şey. Gönülden sevenler için ayrılık olur mu? Birbirini yürekten sevenler, sükût ile yaşarlar. Birbirini yürekten sevenler, yalnızca rüyalarda kavuşurlar. Sen ki benim, canımdan ötesin, içisin canımın. 2 Nisan 2020 |