Karyapatya'ya Mektup
Sevgili Karyapatyam,
Nasıl başlayacağımı bilemiyorum. Seni tanımamla başlayayım en iyisi. 12 Şubat akşamı tanışmıştık seninle. Mektuplaşırcasına konuşurduk. Nasıl da ürkektin bana karşı. Nasıl da atardı kalbim seninle konuştuğumuz anlarda. Seni sevdiğimi anlamam bir şiirle başladı. Şiire olan ilginle ve şiir gibi bakışınla başladı Hâlbuki şiirden anlamayan bir kadın olduğunu düşünürdüm. Bu önyargım seni tanımıyor olduğum içindi. Sonralarda seni tanıdığım için çok mutlu olduğumu anladım. Aylar geçti konuşamadık. Yıllar geçse de konuşamayacağız. Fakat bu önemli değil. Seni hiç tanımamış olsaydım, seni hiç sevmemiş olacaktım. Sen olmasaydın, en büyük kaybım yine sen olacaktın. Hayatımdan geçtiğin için şükrediyorum. Uzaktan da olsa yanımda olduğunu hissettirdiğin her an için. Seni çok özlüyorum. Konuştuğum anları, paylaştığım şiirleri, geçirdiğimiz zamanın her bir anını her bir ayrıntısını özlüyorum. Kim bilir şimdi ne yapıyorsun? Kim bilir nasılsın, ne hâldesin, bilmiyorum. Umarım iyisindir. Beni düşünme. Ben yaşayıp gidiyorum işte. Her zamanki gibiyim. Beni tanıdığın gibiyim. Sevdiğin gibi.. Sevdiğinden hiç emin olamadım ama yine de hissettim sevdiğini. İnsan anlayamadığı bir duyguyu nasıl hisseder onu da bilmiyorum ya. Seninle geçirdiğim güzel anlar için Tanrı’ya şükrediyorum. Bana kısa da olsa güzel anılar kazandırdın. Küçük hatıralar bıraktın. Ayrılığa inanmıyorum. Sevdaya dahil değil ayrılık. Bir şairden duymuştum. Şimdi tek tesellim seninle konuştuğum zamanların hatıralarımda yer alması. Tek tesellim seninle konuştuğum zaman hissettiğim o mutluluk. Çeyrek asırlık ömrümün başındayım. Ölümü öyle hoş bir şekilde bekliyorum ki, Güzel anılarımız olduğu için huzurluyum çünkü. Seninle konusurken korkuyordum ölümden. Seninle bir daha konuşamaktan. Seni görmesem de dünyevî hayatımda, bir fâni olarak sevemeyecek olmamdan. Zamanı durdurabilmeyi çok isterdim senin yanında. Yanında derken, mecazen tabi:) Konuştuğumuz her an yanında gibi hissediyordum. Öyleydi de. Güzeldi. Bu anların hepsi için müteşekkirim sana. Seni bir kul gibi sevdim. Bir insan gibi. Bir adam gibi işte. Şiirlerde okudum seni. Şiirlerde buldum. Adını gizledim hep, kağıtlardan. Uzak tuttum mürekkepten. Belki de seni böyle sevmek güzeldi. Beni sevdiğinden hiç emin olamadım. Lâkin seni sevdiğim, anbean ruhumu saran bir duyguydu. Hissettiğim fakat dile getiremediğim. Artık zaman sensiz geçiyor. Seninle konuşmadan tüketiyorum bir ömrü. Son anlarımı belki de . Ben yaşayıp gidiyorum. Beni düşünme. Küçük sevinçlerinle yaşa. Yüzün hep gülsün. Çünkü sen güldükçe daha güzelsin. Hatırlıyor musun sana karyapatya demiştim. Seni papatyanın gülümseyen yüzü olarak görmüştüm. Papatyaya çok benzerdi gülüşün. Turkuazı da seninle sevdim. Renk körü olduğum halde onu da öğrendim. Sayende mutlu anılarım oldu. Özlem duyduğum güzel anılar. Şimdi bütün benliğimle yazdığım bu mektubu sana armağan ediyorum. Dilerim bir gün okursun. Sana olan sevgimi ancak bu şekilde dile getirebiliyorum. Artık seni görmesem de, seninle konuşamasam da. Bir şiiri paylaşamasam da seninle. Seni özlediğim aşikâr. Bilmeni isterim. Her şeye rağmen, hayat güzeldir. Hayat yaşadığımız güzel anlar kadardır. Sevdiğimiz ve sevildiğimiz anlar kadar güzeldir. Sen de mutlu olduğun kadar güzelsin. Gülümsediğin kadar.. Ve... Sevildiğin kadar. Hoşçakal... Karyapatyam... |