Çirkin uzun hırkaların içinde topladım çocukluğumu bugün, Masanın üzerine saydım yokluğundan kalanlarımı. Bir şömine başında öyle usul postacı kuşlarınadır haykırışlarım. Küs kaldığım her oyunundan şimdi çık gel, barışalım artık!
.
Kırışık bir sonbaharın dostluğundan yaş almışım, Alışamadım ellerimin yazgısına kibir getirenlere... Festivaller, toplantılar, güzel sohbetler içinden bir mum dik hadi, Kara gecelerin şiirlerinde hep seni yakmışım Sende şu sır buzunu erit, Gel barışalım artık!
. . Yok olmaz diyorsun mevsimler geçiyor... İstemem dedikçe sevda bir pandomima kutusu. Artık ölmeye yakın ne varsa arda kalan, Artık son olmaya yakın aşkın arzusu, Bırak ne olacaksa olsun Gel barışalım artık
. . Seni sevdim güzel bir baharın ilk günlerinde, Gülümsene güneş dedim herseferin ömür yüzüme, Dağ oldun, vadi oldun, dost oldun, düşman oldun, Hak oldun, yasak oldun, Hasretim bitmedi güzelliğine... Bitmedi yaşananların tutkusu! Çoşkun seller gibi, Körfez yeller gibi, Yeni coşan fideler gibi, Gel barışalım artık!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Gel Barışalım Artık! şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Gel Barışalım Artık! şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Yüreğine emeğine sağlık
_____________________________________Selamlar