Babil'i bir şiirle düşürmek
Say ki
Babil düşmedi o gün Karanlığa göçmedi yani iki el parçası Fırat suyu şahitti oysa Bir de Yıkılan şu son kent Onlar olmasa Şu renklerin en uzunuyla yazılan Ve Hala kimsenin anlam veremediği Bence çok makul ve anlaşılabilir olan Bu yazı kimsesiz kalabilirdi Bir eski harabeye benziyorsun ey söz Yıkılan surlarıma benziyorsun kısaca Yanmışsın Talan edilmişsin Fakat farkında değilsin Ey ensemden sırtıma damlayan Biçare su damlası Gece inlemelerinde unuttum seni ben Söylediğin o güzel şeylerin hepsini Aynı derginin farklı şiirlerinde okudum Ki en çok Bana yakışırdı aslında verdiğin sözü tutmak Artık ırmaklara Ve ormanlara şiir yazmadığım bundandır Ucu bucağından eksik oluyor zira Kayboluyor vesselam Benden önce söylenmiş Tüm sevda sözlerinden alacağım var benim Ahtım var Cümle şairlere sitemim var yani En çok ta Ana diliyle yazmayanlardan şikayetçiyim Çünkü hiç bir aşk Yazıldığı gibi okunmuyor kağıtta Şarkıya aşk düşmeden Bilirsin Na mümkündür söylemek Bir eski uygarlıkta kalmıştı aklım benim Zaman durmuştu bir boşlukta Sustuğum yerden önce ki yaşananları hatırlıyorum sadece Kocaman bir kara delikten bakıyorum herkese Henüz keşfedilmemiş Bir dili konuşuyorlardı oysa onlar Hiç bir savaşları olmayan Nihayetinde Kaybolan Hiç tapınmayan Ama Aşkla yaşayan Kocaman kentlerinde Gülen Oynayan Ve koşanları anlatıyorum Harappa Mohenjo Ve Dora Bir gece uykusunda yıkıldı işte o zamandan bu zamana Ayrılığın ön adıdır yanmak Bundan mütevellit ki Son şehir yıkılmadan Son öpüşme olmadan Ve sarılmadan Gitme Bu şiire Özlemek yakışırdı oysa Sıra serviler boyunca yürümek Ve gitmek ... ... Üzgünüm Yine yapamadım |
Esti
Gürledi
Yağdı..
Ama güzel ıslandım
Eyvallah..