Birer birer yitirilen değerlerin, her geçen gün biraz daha çölleştirdiği yüreklere, artık hangi tohum ekilebilir ki? Doğruluk, iyilik, sevgi, bir şeye ya da birine inanmak! Bunlar olmadan, Sıratı kim geçebilir ki?
Bu yozlaşarak yok olma hâli, tedavisi imkânsız viral bir hastalık misali, çürütüyor bedenleri. Ve ölüm, kaçınılmaz son…
İlkin tene sıçrayan enfeksiyon, hızla damarlara yayılarak, önce vicdanları karartıyor, sonra gözleri… Kaybedilmiş inayetin gözü pekliği ile babaların kucaklarını, minyatür tabutlar dolduruyor, dikensi…
Günahsız meleklerin kanatları kopmuş… Arzdan ayyuka yankılanan bebek çığlıklarına, kulaklar sağır… Adına seks denilen bir nefeslik şevk bataklığında ruhlar kayboluyor…
Bu, toplu yozlaşma hali, insani bütün günahların, şeytana yansıtılma ayininden başka bir şey değildir. Tanrı’yla dalga geçilircesine…
Çok yerde bilerek susmak erdem ise ‘’Her dem görerek susmak, ihanettir ‘’ der, her zerrem... Dilsizleşmek ile densizleşmek, ayrı gayrı hâllerdir, bilirim…
O yüzden, karıştırmayın sakın! Din-siz-leş-mi-yor, tin-siz-le-şi-yo-ruz aslında…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Mevt şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Mevt şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.