Unuttuklarımız var
Ben en iyisi şiirimi yazayım sevgilim.
Futbol bana göre değil. Beşiktaş’ım son iki sezondur hazin zaten. Beşiktaş’ı üzdüler Süleyman başkan. Geçen, yıl dönümünü hatırladım da. Ağladım... Babama benzetirdim ben hep seni. Şu aralar da çok duygusallaştım. İstediğine ulaşamayınca ağlayan çocuklar gibiyim. Seni hep istedim. Biliyorsun işte, yoksa niye ağlayayım ki durduk yere? Ağlamak ta güzel bir duygu sevgilim. Bence en az duygu kadar o da güzeldir. Duygu kimse onu hiç tanımıyoruz bile... Duyguyu da kıskanma şimdi sevgilim. Beşiktaş yenilince beraber ağlayalım mı? İsterim ki, yeryüzü bir günlüğüne ağlasın. Herkes... Sevmenin yalanı var çünkü. Ağlamanın yok... Ve kredi kartları toplansın artık bu terazi dengesiz. 2+2= hep 4 değil ki sevgilim, matematik yalan. İnsanlar aç... Bankalar zekat veriyor artık para birimi ise de fâiz. İki gözlü bir oda için ipotek altına almadığımız bir yer varsa, o da vallahi yüreğimiz. Ne söz kaldı ne de namus... Bir günde bankalar ağlasın be sevgilim. Halk gülsün... Vallahi Türkler Amerika’yı tokatlar da. İşte, kendi kendimizi parçalıyoruz... Ah dedelerimiz şuan Osmanlı gibi olacaktı ki, Trupm’a "Al sana bir tokat." Hop, dolar 50 kuruş... Ama tik tok kullanıyor işte şimdiki dedelerimiz. "Kahrol düşman, al sana bombe." ;) Esasında sert çınarlara kafa tutan çınarları çürüttük biz. Yani biz bizi... Bir nesli öldürdük seninle sevgilim. Ve nesnel olarak da kabul ettik. Ama biz ölemedik sevgilim. Seninle, kızım... Unutmak adına ne varsa, Orhun abidelerini, Çin seddini aştık. Sen ve unutmak dünyanın dokuzuncu harikası be kadın. Belki ondandır unutamadım seni... Neyse tütün sardırma bana şimdi. Gecenin iki buçuğu. Uyusana... Bak aramızda kalsın ama şiirlerin ortasına böyle hop diye atlama sevgili. Sana değil ki bu, halka çıkar bu şiirin sonu. Sen tahtını kurdun zaten. Bırak müttefikim halk olsun. Kavgamız olursa, Beşiktaş, şiir olsun. Ama en büyük anlaşmamız hak olsun. Halkla olsun, Hakk’a olsun... Unutmak mavidir. Acının rengi siyahtır be sevgilim. Oysa hepimiz biraz maviye âşığız... Haklıyız... Kimi zaman gözlerimize yenilmişliğimiz doğrudur. Bir çirkini bir güzele terk edişimiz tendeyse, o zaman bu aşk nerde? Ya asıl körlük kalpteyse... Şiirler yazıyoruz hepimiz. Hemen her şeye kapılıyoruz. Ve kalıplaştırıyoruz... Sevda bir put yahut bir harita, bir formül. ("Formül" demişken... Unutkanlık ya mevzu, baya bir düşündüm de kelimeyi gelmedi akılıma bir türlü meret. Ta liseye, matematik dersine, trigonometriye falan gitti kafam. Neyse mizah olsun diye anlatıyorum burayı, virgül koydum da şiire. Komiğime gitti ondan yan kayıt olarak geçmek istedim. Yanımda ki arkadaşla seferberlik olduk kelimeyi hatırlaya bilmek için...) Velhâsıl toparlarsam, mevzu unutmak ya. Çok şeyi unuttuk. Unuttuğumuzu da unuttuk da. Ah, bu "Da" lar... Dağlar var ya... Hiç bitmezler... Onları da unuturuz bir gün. Diyeceğim o ki çocuk, çoğu şeyi unuttuk. Aşka girmeyelim hiç şimdi. Biraz biraz hatırlamak için bir şeyler yapın. Ve bu kitaplarımı inceleyen editör sende haklısın. Düzeltme bırak anlatım bozukluğu ile kalsın şiirlerim. Zaten anlamadılar beni kızım. Sen şiiri seversin. Baban kulağına şiirler okuyacak. Ana kız kitaplar yazacağım size kızım... Ne bileyim, kendinize sürekli sorular sorun. Müzik dinleyin, yalnız kalın, kitap okuyun, düşünün, ağlayın... Kendinizi tanıyın artık. Unutmayın, insanlar insanları unutur, insanlığı değil. Hatırlayın bu şiiri. Çünkü bu şiirde ağlamak var, hatırlamak var, halk var, insanlık var... Bu şiirde unuttuklarımız var... Unuttuklarımız! |
Yüreğine kalemine sağlık usta
__________________________________Selamlar