Kavuşamadan ölüyoruz
Ölüyoruz sevgilim kavuşamadan...
Ve ertelendi bütün umutlar, sevinçler, acılar altı çizili bir zamana. Umut, ormanlarda bağlı bir ağaç. Balta girmemiş ormanlarımda şimdi herkes maktacı ben ise bir ormancı. Ve duvarları şiirlerden örülmüş bir ev gibiyim. Gözlerin başıma gelen en büyük zelzele sevgilim... Gidiyoruz bir yere... Ve kim arkasına bakmadan yürür ki bu yolda. Yaslandığımız duvarlar bile yıkılıyor üzerimize. Ve ben bu şiirlerden öğrendim hayata tersten bakmayı. Çünkü nereden baksam hep çıkar, hep çile ve kötü... Dört nala gidiyoruz şimdi ölüme atlar gibi dümdüz. Ölüyoruz sevgilim... Çocuklar gibi suçsuz... Ve tahsilatımı yarıda bıraktırdı bana hayat. Sen ilminden zayıf alan bir talebeyim artık. Belki de hep yanlış dersten çalıştım imtihana. KPSS’ den atanamayan bir öğrenci kaderim. Ve sen, çoktan seçmeli sorularımın en zor sorusu. Çoktan adını işaretleyip salladım bütün hayatı... Ölüyoruz sevgilim, şimdi bütün umutlar boş bir sayfa... Ve seni görmek denize nazır bir evden daha güzeldir sevgilim. Ve güzel bir şiirde bir imla hatası gibidir seninle ölmek... Sevmenin sebep sonuç ilişkisi gibidir bizim ilişkimiz. Sonuç olarak hepimiz ölmüyor muyuz sevgilim? Bir kitabın önsözü kadar kısa ömrümüz. Ve geleneksel bir aşkla kavuşmadan ölüyoruz. Bir şiirin son sözü bu; "Ölüyoruz sevgilim..." -Kavuşamadan. |