AŞKTAN LATİF SALINCAK...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın ‘’Çok kullanılmış bir zamanın gözlerini kapattım.’’ (Alıntı) Çalıntı zamanın ahını aldı mahşer Sözcüklerden yayılan ateşti: Nasıl da nasıl da cebbar. Ve illet bir yenilgi yenik düştü düzene Zamanı mahmuzlayan ön yargılara diş biledi Zaman tanrısına ağıt yakan Akrep ve yelkovan. Devrildi saat kulesi: Küllerinde yılgın periler ve mağdur bir kadın: Aşka paye veren o d/okunuştu Tüten gözlerinden zifiri karanlığın. Demedi demesine yatkın mizacıyla şahika Sonlanmayan hayatını kalbura çeviren Zehir zemberek aşka küsen de bir maviydi: Ötesinde canlı bir enkaz Düş perdesinden çok çok öte Aşka yatkın düşen sırnaşık özlem ve ihtiras. Tüten yeminlere gizlendi yasın muadili yaşlar Aşkın akasya ağaçlarına verdi veriştirdi nice ön yargı Göğün dikenleriydi elbet Bulutları söndüren yaylı kemana da serildi Muzip gölgeler ve zamanı çalan adam: Aşka adadığı her cümleyi saklı tuttu Yürek çeperinde tükenen dolunaya kalburüstü Sıfatlarla yürüdü ve yürüdü ve… Yüz görümü o mağlubiyet Şafağı dahi çatlatan yalanlardan medet umandı madem Körebe ve iblis Hürriyetine yenik düşen renklerden aldı hırsını Tünediği kadar dalına nirengi taşında Yalın seyri acının belki dokunulmazlığına Saatler kala açıldı kapısı çan kulesinin: Devingen ve yalıtkan her duygudan sakınsa da gözünü Zaman zaman ve tastamamdı izlek: Göğe kanca atan kimi insan ve nefret Üreyen sessizliğe de bağdaş kurdu yaralı ve ölü melek. Yalanlandı şarkılar Tuşa geldi sabıkalı kadın ve zemheri Üzünç yüklü gölgelerden de çaldığına binaen Ölümle sözleşti evren Kalburüstü sıfatlara da verip ağzının payını Delişmen rüzgâra yeniden yüklendi insan ve yanılgı Azat edilesi o kebir defterinde Harf hatası ile kabir dilendi makûs talinin Sönük yapraklarında şakıyan gözyaşı Ve muteber bir istikrarsızlıkla yüklendikçe güne Tininde saklı her rengi armağan etti Yaradan. Öz verisi ile aşkın Dolunayın da çatık kaşına tutulan şu yüreğin na’şı Leylak rengi göğe tebessüm eden Masumiyet yüklü tanrıça Kırmızı saçlarında şafağın öncelikle Örtündü gizemi B/ölündü de hece hece makber kuşları Lafın gelişi değil Sözcüklerin boyun eğdiği bir hasret zemini Şairden ümidini kesen her yalan ve safsata Baş tacı bildi karanın lanetini. Efkârın dibine vuran sözcüklere vuruldu şiir ve hüsran Aşkın mabedinde Biteviye özlem ve yalandı Yüreği yerinden eden o tufan Elbet öncelikti aşkın ayracı Sudan sedirler Aşktan latif salıncak Pergelleri açtı aşk meleği. Gecenin bir vakti içi ezilen her vaveyla kadar da dokunaklıydı Ölümden başını kaldıramayan sefaleti tümcelerin Uluyan kurda kuşa yem olmadan Perdelerini kapamaya mecburdu evren Son kez bahşedilen şansa istinaden Irgalamadı da dolgun başakları azap Yüreğin kilidine dokunan mehtap Gecenin kör vaktinde kör kütük âşık bir deyişle. Aldı başını gitti bir bir tükeniş Lav edilen her eda Lal varlığın da tek sesi iken yüce Huda Bilinmeze kanat açan devasa sanduka Elbet saklı tuttu duyguları Varana kadar sona sustu ve söylemedi yasak düşleri. |
ders vericiydi,sevda ve özlem vardı,
akıcı anlamlı düşündürücüydü
kutluyorum Dualarımla selamlarımla