Sonsuz Esaret
_ Sen bir rümeysasın
Söndürme pertevini_ Girme bu harap kapıdan N’olur dön geri. Hadi vakit varken Kaç kurtar kendini Yanma ve sönme! Ey göklerden inen Kanatsız mülteci! İltica etme taş yüreğime. İsteme benden inayet. Burada bahar yok Her mevsim ayaz… Her yer karanlık ve kurak. Söner senin de ışığın. Üşürsün ateşler içinde Kanarsın… Kulak ver. Dinle! Nasıl inliyor Alevler içinde çırpınan bülbül. Işığa, suya muhtaç. Ölmek istiyor Lakin ölemiyor Yanıyor… Şerbet diye yudumlarken zehr-i hüsranı İşler yavaş yavaş Her zerrene hicran. Bağrın yanar, anlarsın bülbülü Ölmek istersin lakin sen de ölemezsin… Çeker seni de zindanına yalnızlık. Sığmaz yüreğin Sığındığın kanlı kafese. Dönüşün de olmaz geriye. İşte o an başlar Sonsuz esaret…. |