2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1743
Okunma
İçimde savaş var ey giz!
En uçlarda…
Yüz yıllardır bitmeyen çığlık…
Hadi yine kaç
Kaçabilirsen uzağa
Hadi duyma çığlıkları…
Fakat dinle.
Geceler isyan doğuruyor…
Çöküyor, yapışıyor bedenime.
Taşırken bir kuşun heyecanını içimde
Ellerim kılıçta.
Gözlerimle kusuyorum isyanı geceye…
Yalancı, yabancı oluyor
Baktığım her yüz, her ayna.
Göster artık ‘beni bana’.
İsyanı yırt, at.
Uğramasın bir daha.
Susma! Yeter susuşların
Çaresizliğimi vurma yüzüme!
Tut ellerimden, anlat bana…
Şiir; hangi rüzgârı aşkın,
Şair; hangi rüzgârın gölgesi.
Söyle!
Geçmişken sinsice zaman,
Küf kokulu ıslak kağıtlara
Akıtılabilir mi bir damla kan….
Yeter artık!
Bakma öyle
Acıyan gözlerle.
Tanırım bu bakışları
Boşuna bu çaba
Islah olmam ben…
Bilinmedik bir yerde,
Bilinmedik bir zamanda
Sıyrıldım ruhumdan…
Bilir misin?
Işık olurken zerreler, yanmayı,
Karışmayı siyah bulutların dumanına…
Bu gün yağmur yağacak
Bu gün ıslak.
Kızıl çamurlarda batarken güneş,
Uzaklara, çok uzaklara kalacak umut
Hadi durma!
Çiz kağıtlara, umudun resmini…
Söyle hangi rüzgarsın sen ey dost!
Soğuk kışlarda sıcacık esen.
Güneş batıyor yine dost
Eriyor ışıktan yaptığın heykel
Bir sualin çizgisi yorgun kumlarda
Hadi kurtar, kurtarabilirsen kumdan kaleyi.
Ey rüzgar…
Sana sığınıyor yangından kaçan duman
Hadi fırtına es yeniden,
Al sürükle her şeyi, tüm şehri
Denize,
Suya
Batmadan…