ÇEKİP GİTMEK KOLAY GENÇLİKTEGıdım gıdım Avuç avuç tükenen bedenimize İman yüklü ruhu giydirmeliydik Sırat çok ince Anne! Duy beni olurmu? Lâl olmuş dilimi sürsem avuçlarıma Canım vicdanlı cümleleri ister mi kanıma? Bugün gideceğim merak etme Araf’ta bekleyenlere Sana hikayede getiririm Gençliğimi anlattım baş ucu defterimde Uyumadan önce okursun yine Bu gece yanımda kal Parmaklarımdan tut rüyalarıma gir olur mu? Alnımdan okşa ki nefesim tatlansın Saçlarımı da tara olur mu? Günahlarım dişli taraktan bir bir ayrılsın. Babamı çağır anne! Sesi bana güven versin. Sakalları gıdıklasın tenimi, Yoksa Benim saflığım zinaya meyilli! Tenim ve bedenim Ayrı ayrı hesapladığım kipriklerim Kalbimin ortasına salıncak kurmuş hayallerim Bir çocukluğum vardı benim Sekseği çizdikçe çizen Taşa basa basa saymadığım yanlışlarımla Yalana dokundum Efendim Üşüdüyordum yoksulluktan açtığım gönlü boş dualarıma Sızlıyordum yarım yarım bıraktığım sevda konulu başlıklara Uçurum hiç bitmiyordu sanki Sanki ne düşüyordum Ne de bir el beni Hak’ tan tutarcasına Alıp yolluyordu tövbe kapısına Bir çocuk küstü bugün yeşil salkımlı kirazlara Bir uçurtma takıldı bugün yağmurlu bulutların sisli bakışlarına Gelme dediğim acı gelecek sarıldı Bir umudum kalmıştı Sadece O’ na dayandı Kıpırdamayan dilimde çığlığım bir anaya Bir kız çocuğuyum ben aşkım babama Ne hikayemi bilirim ne kendimi Okşanan saçlarım artık kocaman bir uykuda Sevmeyi bil Seni seviyorum diyebilmeyi Duymadılar sesimizi Kıvranan gençliğimizi... Bir oda dolusu ağıtı kazıdık içimize Ömrümüzün hayallere bir kalalarını yitirdik dünden Zindana çevirdik penceremizden görünen bir damla ağıtlık dolunayı Güneşi gündüze yakıştıramadık Teni ruhla karışan gölgeye yakıştıramadık Sevgiye aç kaldırımlarda, asfaltlarda Ben sandığımız kimliği alıpta taşıyamadık Çekip gitmek istedik ufak ufak adım adım İntiharı süsleyip pülleyip kopardık yeşil olan her sevdadan Güzel bir şey sandık Hoşçakallık cümlelere bu yüzden alışmıştık |
Ama yutkunamadım