DOĞU TÜRKİSTAN
Dünyada küfür zinciri nerede ise zulüm ordadır,
Firavun, Nemrut, Ebu Cehil ve Şeytan ordadır. Dün, zulüm işkence buradaydı, bu gün orada, Dün, zulüm işkence Afrika’daydı, bu gün Irak’ta Dün, zulüm işkence okyanustaydı, bu gün Suriye’de, Dün, zulüm işkence gökyüzündeydi, bu gün Arakan’da, Dün, zulüm işkence bulutlardaydı, bu gün Filistin’de, Dün, zulüm işkence gözyaşındaydı, bu gün Doğu Türkistan’da, Dün, zulüm işkence Kerbela’da idi, bu gün Bağdat’ta, Dün, zulüm işkence Bosna’daydı, bu gün Sincan’da Dün, zulüm işkence Mısır’daydı, bugün Urumçi’de... Oruç tutmak yasak, namaz kılmak yasak, Abdest almak yasak, Allah demek yasak, Kur’ân okumak yasak, Peygamber demek yasak, Din demek yasak, İslam demek yasak, Zincirler ağlıyor, işkenceden zulümden, Köpekler utanıyor, gözyaşı döküyor, Yapılan zulme, kediler şahit oluyor, Kelepçeler arasında, toprak gözyaşı döküyor… Hapishaneler kan gölüne dönmüş, Adalet masallarına, parmaklıklar küsmüş. Yaralar ağlıyor, uzaktan ve de derinden, Hakkı konuştu mu ediyorlar seni yerinden. İlaçlar küsmüş, yaraları tedavi etmiyor, İnsanlık kaybetmiş insanlığını, görevini yapmıyor. Bana değmeyen yılan bin yaşasın sözleri, Sağır dünyanın sultanlarına, hâkim olmuş, Evler işgal edilmiş, her ev zindana dönmüş, Sahipsiz Müslümanlar, işkencelerle ölmüş, Toplama kamplarında adını duymadığınız, Tarif edemediğimiz, işkenceler yapılmış, Ölenler; çocuk, kadın, ilim adamları, Ve dişlinin önüne savrulan masumlar… Doğu Türkistan’da işgal devam ediyor, İşkenceler, korkunç boyutlara ulaşıyor. Beş milyon Müslüman, toplama kampında, Ağır zulüm ve işkencelere maruz kalıyor. İnternet, gazete, dergi, mesaj yasak, Konuşmak, gülmek, ağlamak yasak... Bu durumda, bilgi sahibi olmanız imkânsız, Dünyaya yapılan zulmü duyurmanız imkânsız. Kamplar hapishane, nefesler hasret özgürlüğe. Yüksek duvarlar, dikenli tel örgüler size bakar, Gözetleme kuleleri, acı ve zehirli bakışlar yapar. Toplama kamplarının adı bile ürkütüyor insanı, Yapılan işkenceler ile donuyor insanın kanı. Kamp içerisi yirmi dört saat sürekli izleniyor, Tuvaletlerde kamera var, nefesler bile izleniyor. Doğu Türkistanlılar uykusuz, aç, susuz bırakılıyor, Masum insanlar açlık ve susuzluktan habire ölüyor. Küçük hücrelerde; otuz veya kırk kişi kalıyor, İnsanlar, üst üste yığılmış olarak yatıyor… Orada belli olmayan ilaçlar veriliyor, Adını bilmediğiniz iğneler yapılıyor... Cuma günleri, zorla domuz eti yediriliyor, İslam inancıyla pervasızca alay ediliyor. Hiçbir inancın solunmadığı hücrelerde, Komünizmin inançsız inancı söyletiliyor, Komünist marşları, şarkıları zorla söyletiliyor, İnsanların komünist olmaları zorla diretiliyor, Durmadan işkence üstüne işkence yapılıyor, İşkenceye dayanamayanlar bir bir ölüyor… Kampta insanı kaplan sandalyesine oturtuyorlar, Sandalyede kımıldayanlara elektrik veriyorlar. Ailesini kaybetmiş yetim ve öksüz çocuklar, Yetimhanelerde Çinli olarak yetiştiriliyor, Din, milliyet yok edilerek, ateist yetiştiriliyor. Sözde ‘Kardeş Aile Projesi’ başlattılar, Gelecek nesli dipsiz kör kuyuya attılar. Her Doğu Türkistanlı aileyi zorla, Bir Komünist Partisine üye yapıyorlar, Üye olmayanları, derhal hapse tıkıyorlar. Türkistanlı kızlar, zorla Çinlilerle evlendiriliyor, Nesil böylelikle tüketildikçe tüketiliyor… İşkence ve zulümden bıkan Doğu Türkistanlılar; “Beni öldürün, benin öldürün” diye yalvarıyor, Dünya da bu zulüm ve işkenceye sessiz kalıyor… 28.12.2019 Yozgat |
Gönül coşkulu şiirinizi Beğendim…
Şiir yaşamdır… Şiir hayattır…
...................................................Saygı ve selamlar..