1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
567
Okunma
Bahçıvanın makasında ölür,
Bir küçük kırmızı kadife gülün bedeni.
Yapraklarındaki sevinç çiğ damlaları hüzünle yere yığılır ,
Keşkeler yükselir kadife kırmızı gülün kokuşmuş yüreğinden.
İhanet şerbetini içerken yalan rüzgarına teslim olmuştur dili
İdam edilirken yere çivilenir gözleri, merhamet arar bahçıvanın gözlerinde
Sevgi ölür, kırmızı kadife gül hayatta kalır yürek kapısının koridorlarında.
Dağ kar yüklü zirvesinden seslenir
Bir küçük kardelenin sevdalı haykırışını
Güneş telaşla kovalarken gecenin sis perdesini,
Buğulu bir türkü yükselir sarı saçlı gurbetin tatlı dilinde
Umutlar yeşerir geleceğin gözlerinden süzülür kardelenin gamzelerine
Eritir güneş buz tutan yürek toprağını ve yorulan arayışın azabına son verir
Aşk doğar, gök kuşağının sırtından gurbet tanımayan yüreklere
El ele tutuşur güneş ile kardelen, bütün masallara inat sevginin bahçesinde.
Rüzgar sırtında taşır,
Bir küçük papatyanın kadife kokusunu
Gece ayazını çekerken bağrına,
Bir küçük tebessüm çiçeği filizlenir ayışığının kahverengi gözlerinde.
Umutsuz umutlar toplanırken mazinin sayfalarına,
Güneş kır çiçekleri ile taçlandırır gamzelerini,
Sevgi doğurur aşkı, kalp penceresinin buğulu çehresine,
Kelimeler susar, sevgi kanatlanır ve mutluluk rüyalardan süzülür yüreğin cennetine.
Riyakar sevdaların kucağından uyanır
Bir küçük çiçekçi yüreği
Düşlerini düşüncelerine teslim eder
Hüzün kokulu çiçeklerden arındırır umutlarını
İnişiyle, yokuşuyla sahiplenir
Akışına bırakır yaşamın yorgunluğunu, iç çekerek, başını sallayarak, eyvallah diyerek.
İzzettin AKYAPI
5.0
100% (4)