BİLMELİSİN
Köpük köpük coşarken, kayaya vuran dalga
Şamar yiyen kayamı, dalga mı bilmelisin Serilecek se yere, taşsız olmalı bölge Başı koruyan saç mı, tolga mı bilmelisin Öylesine geniş ki, kısmak olmaz kapana Hayranım ben her zaman, bu çölleri yapana Güneş dikiliyorken, öğle vakti tepene Takip eden serap mı, gölge mi bilmelisin Cümledeki bazı söz, nurlu güneştir doğar Söz ustası ve ehli, anlamlı sözü yığar Dünya’ya sığmaz iken, bir söze Dünya sığar O söz ehli cahil mi, bilge mi bilmelisin Öğrendin ise öğret, şu insanlık yolunda Her zaman da örnek ol, bilgi olsun dilinde Karanlığa bir ışık, tutuyorsan elinde Sıradan bir kağıt mı, belge mi bilmelisin Delta ve kollarıyla, bölgesini güldüren Her türlü turlarıyla, değerini bildiren Taşıdığı sularla, can Hazarı dolduran Ak su hem beyaz nehir Volga mı bilmelisin Ne güzellikler vermiş, bizler için yüce Hâk Toplada kır çiçeği, başına taç edip tak İçinden geçiyorken, çevrene de şöyle bak Buralar meşelik mi, Şılga mı bilmelisin Çıkarmı bilmem suyu Lüzumsuz sıksan taşın Ağızdan çıkan sözü, çıkmadan iyi düşün Gözlerinden yanağa, istemsiz inen yaşın Hani birer damla mı, yılga mı bilmelisin Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ ETEK YAZILARI Tolga: Miğfer, demir başlık Volga: Aksu, Beyaz nehir Şılga: Çalı, fidan, çubuk, funda, küçük yol Yılga: Sel |
selamlar