Kırıntı
Sanki bir kor ateşti,söndü esen yelle
Laflar aktı döndü ,dolaştı dilden dile Gözler hep karanlık,kaybolunuş yaşatır Vakti geldi sanırım sen ununu ele Eller ne der diye hep içime attım İçimde yaşayarak,derdime dert kattım Uzun ince yol değil,bunuda biliyordum Kavak yellerini,deli rüzgara sattım Sönmüş ateşi,canlandırmak zordur Küçücük bir kırıntı,inan hala kordur Susuz kaldı dilim,yandı hararetten Tek bugün değil,yıllarada sordur Benim mevzu çok derin,kırgınım sana hayat İçsel değilsiniz,anlıyorum her şey bayat Kiminde huzur var,kiminde huzursuzluk Geçmişin izlerini,koy çuvala fırlat Sevmenin de bir asalati var elbet Elma,armut değilki alınsın sepet sepet Bedelsiz değil elbet,aynı ölüm gibi Gelmişiz dünyaya,yaşıyoruz müebbet Gizli bir dünyanın,gizli bahçesinde Saklı değilim ben,en alt köşesinde Gönül nasıl bakarsa,göz onu görür Yaşayaman kimsenin,yalnız gölgesinde Acımayın siz bana,acınacak değilim Yalnız sizin gibi,bende bir sefilim Sabır taşı değilim,bende bir gün çatlarım Ben artık sadece,kendime kefilim Yıldız düştü saçıma,koparmaya kıyamam Yalnız sevmelere,artık hiç doyamam Vazgeçerken bile,sabrımı sınıyorum Bencil değilim ben,sizin gibi kıramam |