ÜÇ BUÇUKLA DÖRT
Bülbülü koy kafese,nasıl ötsün bu garip,
Hali güvende olup,içinde yaşar hüznü. Bunu görmez ama gözler,hala kulak arar ses, Özgürlüğü gitmis ne yapsın bu garip bülbül. Asaletten değildir,duruşundaki asillik, Eh be hayat yine yaptın aksilik. Yolu yarıladın da ,kalanı hep silik, Bu döngünün içinde ahvali hep bir garip. Rabbinin verdiğinle,olmuş kullara hep kul, köle, Nasıl bir imtihansa çözememiş,yetinmiş. Şükrü dilinde,nasibinin peşinde, Bulmaca puzzle gibi beklediği her vakit. Yüzünden eksik değil,o sıcacık gülüşler, Dilinin döndüğünce eder manalı sözler. Hep parçalı,bulutlu o hüzünlü gözler, Sorsan hangi mevsim,yaşamamış ki bilsin. Bilir bilmesine hayatın her rengini, Içinde çizer her hayalin resmini. Bazen bilemez ne ismini,ne cismini, Yine de,yeniden umudu düşleyerek. Kimileri doğuştan başlar şanslı kadere, Büyük ikramiye vurmuştur tam girişte,bilete. Kimine tam bilet,kimine çeyrek kalır, Teselli ikramiye vurur amorti biletine. Yukardan aşağıya inmek,bir hayli zahmetsizdir, Hikmetine sual yok,öylece indiriverir, Aşağıdan,yukarısı insanı bir hayli yorar, Yaşadıkça kendine hep aynı şeyi sorar. Uzun lafın kısası: Neydik,ne olduk,ne olacağız. Bunu yaşadıkça görüp yaşayacağız, Kah gülüp,kah ağlayıp sonuca bakacağız, Bileti çıkışta finalde basacağız. |
………………………………………………….. Saygı ve selamlar..