İNADINA DAHA ÇOK SEVDİMŞiirin hikayesini görmek için tıklayın ‘’Aşk, bir ortaçağ karanlığıdır.’’ (Alıntı) Kulağa küpe bir bardak iksir İçinde ses ve gözyaşı Elbette göğe konuşlu bir kanaviçe: Elemin seferi rüyasında Zevcesi martılar değil mi şiirlerin… Kayrasında mevsimin, Bol dökümlü rüzgârla Savurduğum kadar nidalarımı Aşkın tutukluk yaptığı bir s/eda. Latife yapmaksa maharet Dar pencereli hayatlar bana göre değil işte Ne de Mehter marşıyla uğurladığım gün ışığı. Hoyrat bir mevsimi ilke ve de evlat edindim: Üstelik yeni öğrendim Mevsimin kulpu olduğumu Hatta kalbi: Şimdi uyum güçlüğü ç/ekiyorum satırlara: Kâh beyitlerin efkârı Kâh beylik acılar sıdkı sıyrılmış her yalanda Gerçekleri kalıbına uyduran da yalancı çoban: Adını bile unutan, ellerinde kaval Aşkla yorgunluğu hırpalayan sancılı vaveyla. Sözcükler ürerken Göbek bağını az evvel kestim şiirin: Yine de nafile imiş içimdeki enkaz Nasıl ki gebe geceye ve şiire Bandığım rahmeti gözyaşıyla Yıkadım ben bulutları Bir avazda doğan gece ve kehanetle Şiirler uydurdum; Doğasında yalnızlığın Sevdalı bir Anka kuşu Baş göz ettiğim her satırın da nöbetçisi. Elbet gözlerimde yorgun ışıltılar İris ’inde şiirin kayıp bir mıntıka Feri sönmüş diyorlardı yıldızın: Lakin ben yıldız olmayı reddettim: Açabildiğim kadar da açtım içimdeki tebessümü Ve güldüm nazarında acıların İnadında daha çok sevdim Yaratanı ve yalnızlığı. Kâfi, dendikçe ayracını kırdım; Kırıp da zincirlerimi Serildim gökyüzüne bir elem vakti: Ne hürdüm ne de harlandım durduk yere. Ne hancıydım ne de yolcu Altı üstü bir yakamoz Gücünü şiirden ve sevgiden alan alabora Olmuş bir mevsimin de bağcıydım Gölgemle kavgalı bir tufan Şehrin göbeğinde bir yarım ada Elbet ayrı düştüğüm ana kıta. Bin bir yeis ile sorguladılar düş gücümü: Yeltendiğim her renkte beyaza düşkünlüğüm Karıp da günü geceye serpiştirdiğim şiirler Bilumum hece ve insan verirken hükmünü Taştım kalıbımdan Taştım da dalga dalga tüm bentlerden: Ulak bildiğim her acıda Buyurdum üç beş nida. Sefil varlığıma dokunduğu kadar hayaleti İçime tüküren bir imleç: Bozguna uğramaksa heceler devirdim gün ve gece Saltanatım sonlanmadan dünya denen teranede Yeniden sıvadım dizeleri: Sığındığım ne martaval ne de bir ağaç kovuğu Rabbin indinde haiz olduğum hiçlikle Açtım yüreğimi semaya Andığım her günü şükürle Yandım hem de nasıl Bir kıvılcım nelere kadir Tıpkı kefeni ömrün ve yudumlanan her şiir Deştikçe deşer içimdeki gizi. |
Sonsuz sevgimle arkadaşım...