Demek Gidiyorsun
Demek gidiyorsun, ne varsa sana ve bana dair hepsini alıp gidiyorsun.
Oysa hayallerimiz vardı, evlenecektik, gözleri sana benzeyen, gülüşleri sana benzeyen kızımız olacaktı. Hayalleri yıkıp, umutları kırıp her şeyi bir kenara atıp, ateşten daha sıcak bir yangının içine, beni atıp gidiyorsun. Son baharla birlikte döktü ağaçlar yapraklarını kalbim umutlarını. Hiç düşünmemiştim böyle bir son, inanmıştım, aldanmıştım, kanmıştım, olur da bir daha sevecek olursam, buda bana ders olsun. Sabahı olmuştun karanlık gecelerimin, mutluluğu olmuştun mutsuz kalbimin ve huzuru olmuştun yorgun, bitkin ruhumun. Demek gidiyorsun, bir yalnızlığın içine beni hapsedip, yalnızlığımın vebalini, sensizliğin vebalini ödemeden gidiyorsun. Bir yanda solan manolya, bir yanda kuruyan papatya, hepsini hiçe sayıp gidiyorsun. Tanımıdır bu gidiş yalnızlığın, tanımıdır tükenmişliğimin, tanımıdır ölümün. Hadi git; bu şiiri sana yazdım, yalnız kaldığını hissettiğinde, özlemim düşerse içine, tanıdık bir ses alışılmış bir söz duymak istediğinde okursun, okudukça hatırlasın, hatırladıkça ağlarsın hiç ettiğin bu aşka. Ramazan Teke |