Hakim Bey
İşin aslı hâkim bey;
Onu ilk gördüğümde de bu gün ki gibi yağmur yağıyordu. Öyle çok değildi, hani ahmakıslatan derler ya, işte tam olarak o türdendi. İnce bir gömlek vardı üzerimde, yağmurun ve rüzgârında etkisiyle üşümüştüm. Isınmak için girmiştim o kafeye, sonra onu gördüm! Öyle güzeldi ki, Sarmaşık saçları, Gece karası gözleri, Ay parçası gibi güzeldi. Kendi kendime, ya öldün cennetin en güzel hurisine vuruldun, Ya da düşler âlemindesin dedim. İnan ki hâkim bey, insan ona bakmaktan kendini alamıyordu. Öyle kapılmışım ki ona bakmaya, Beni kendime garson getirdi, Ona bakarken sobanın başında az daha yanıyormuşum. Sonra, hayatımda ilk defa sapık gibi davrandım, Gittim tam karşısında bir masaya oturdum. Yanında, esmer kirli sakallı biri vardı, Benim gibi biraz zayıftı ama ne yalan söyleyeyim benden daha yakışıklıydı. Ulan dedim kendime, ulan yine baltayı taşa vurdun. Gördün mü, onca insan dururken gittin sahipli birine vuruldun. Bir çay söyledim kendime ama demli cinsinden. Ancak o getirir seni kendine dedim. Ona bakarken, az önce üşüyen tenimi alevler sardı, Çayı içmeyi unutmuşum, çay bardakta buz gibi oldu. Bir süre sonra hesabı ödeyip gittiler. Dikkat ettim giderlerken, El ele tutuşmadılar ve hatta hiç yakında değillerdi. Biraz arkalarından baktım, Sonra yine düşlere daldım, Beni düşler âleminden çıkaran yine garson oldu. Bu defa kızmıştım, ilk defa güzel bir düş gördüm, Ulan geldin içine ettin dedim. Her gün geçmeye başladım oradan, Bazı günler içeri girdim, E garson da tanıdı ya, Demli çayı getirirdi bana hiç sormadan. On yedinci gündü, yine gittim. Tam kalkacaktım ki, birden onu içeri girerken gördüm. Arkasından gelen var mı diye baktım, gelen de yoktu. Geldi tam karşımdaki masaya oturdu, Beni görünce tatlı bir tebessüm etti, İçimde volkanlar patladı, Alevi bütün bedenimi sardı. Hani o tam karşısındaki masaya oturduğum gün vardı ya, O aklıma geldi, utandım yüzüm al al oldu. Kalkıp yanına gitmek istiyordum ama korkuyordum, Ya istemezse? Ya o esmer kirli sakallı, hani benden yakışıklı olan çocuk gelirse? Otur dedi aklım kalbime, otur oturduğun yere, Çantayı yersen kafana karizma düşer yerlere. Gözüm hep kapıdaydı, gelenlere tek tek bakmaya başladım, O çocuğun yüzünü kapıdan giren herkeste taradım, Ne o geldi, ne de ona benzeyen biri, O yine karşımda, ara ara bakışıyorduk, Baktıkça uzaktan uzağa, sessiz, sözsüz aşkı yaşıyorduk. Sonra her gün buluşmaya başladık, Yine o karşı masada ben aynı masada, Seviyor gibi bakıyordu! Sözler aldatır biliyorum da hisler aldatmaz diye düşündüm. Gece karası gözlerinde aşk vardı, huzur vardı, umut vardı, geleceğim o gözlerin içinde gibiydi. Önceleri hiç konuşmuyorduk ya, sonra selam vermeye başladık. Kısa kısa sohbetler derken, arkadaş olduk, Bir gün topladım tüm cesaretimi sevdiğimi söyledim, Söylemez olaydım, Öyle şeyler söyledi ki bana, ne aklım kabul etti ne de mantığım, Duyduklarım karşısında beynimden vurulmuşa döndüm. Çekti gitti bu defa arkasından bakmadım, Ben bakmadım ama o üç defa dönüp arkasına bakmış, Onu da elinde demli çayla gelen garson söyledi. Dünya da kıyamet ne zaman kopar bilemem ama içimde o gün koptu. Yaktım sigaramı, çektim dumanını içime sonuna gelince bastım kalbimin üzerine. Ne ateş kaldı ne de kül kaldı. Rüzgâr geldi hepsini aldı. Tam doksan gün sonra, Uzaktan gördüm onu, Yanında benden çelimsiz biri vardı ya, El ele sarmaş dolaştılar. Ulan dedim içimden, Bende bulamadığını bunda mı buldun? Resmini koydum on beş metre uzağa, Çektim silahı iki el ateş ettim. Övünmek gibi olmasın amma, iyi nişancıyımdır. O mesafeden asla kaçırmam. Ateş ettim amma vuramadım, Resmine bile kıyamadım. Sonra polis arkadaşlar geldi, Apar topar alıp karakola götürdüler. Meğer mahalleli şikâyet etmiş, Gönlümde kıyamet kopmuş, kimin umurunda. Çevreye verdiğim rahatsızlıktan ifademi aldılar. İşte karşınızdayım, İsterse asın, isterse müebbet edin, Ne ceza verirseniz verin. İşin aslı hâkim bey, Ben de gönlümden davacıyım. Nasıl oldu da sevdi bir vefasızı, Asıl mağdur benim, Yanan benim, vurulan benim, Ne tesadüf ki, Yargılanan yine benim. Şimdi karar sizin, Ne ceza verirseniz verin, razıyım. |