GEÇMİYOR İŞTEŞiirin hikayesini görmek için tıklayın ‘’Yazarken, yaşarken… bir çınlama, bir an, beşinci mevsim, on üçüncü ay, sekizinci gün. Belki de bir yetinmeme ruhu. Gizli bir geçicilik acısı. İçimizde dışımızda bir boşluk. Geçer ve yoktur.’’ (Şükrü Erbaş) Geçmiyor işte sevgili şair: Ne geçiyor ne de geçiniyoruz. Kendimize misafir olduğumuz o salıncak Oysaki az evvel kopmuştuk hayattan. Sanrı ziyafeti ile s/alındığımız kadar Beyitlerin de verdiği hükme biat Soluduğumuz gece miydi illa ki Aşka hazan yükleyip mevsimi kürediğimiz Sandıkta mı meyletti rüzgâr? Geçmiyor asla: Ne gün ne saat ne de yıllar. İçimin dokusunda ölüm kokan bir rahmet var. Sadık olduğum kadar metanete Rabbimi bilip emanet ettiğim asalete: Düş çukurundan yeni çıktım oysa Sefil gövdemde şanlı kesikler Yüreğin merhalesi boyum kadar Gözlerimde çukur İndinde sandukam Mezarımı döşeyip nazarımdaki aşkla Köhne bir gölgeden ibaret tünediğim sahanlık. Bir mevsimi şiar edindiğim Bir de kükreyen evrenin Nabzını alamadığım insanlığa dair Özlemim de sonlanmazken Yok olmayı dilediğim bir günün bitiminde Solan yapraklarım akla zarar: Bir de içime batan dikenlerim Elbette gül olmaya meylettiğim ömrün rüzgârı Kayıtsız gölgelerle olmadığım kadar içli dışlı Nakşeden hüznü dikip de içtiğim tek seferde Seyrüseferinde olsam ömrün ne yazar? Elbette kulaklarımda uğultu Ellerim nasıl da tozlu: Sinemde aksayan bir yürek Yüreğin minvalini tetiklerken boyutsuzluk Kalbura dönen yetim imlerde Yetemediğim kadar kayrasında yolculuk Ümmetin de telaşı Linç edilmeye saatler kala Çoktan çıkmadım mı ben darağacına? Öykündüğüm ne muradım ne de tesadüfi Bir esinti. Akşam pazarı madem; Şu şiire koymalı mı son noktayı? Hüviyetimdeki yazgım Yazgımla içli dışlı Hayra yorduğum her şerri Oturup da pazarlığa kalemin ruhunda Raks eden sayısız hece Bir külfet olsa olsa Yazmaya durduğum her satır başı Aşkla ihya edilesi bir ömür törpüsü Sandukamda ivedilikle çözdüğüm yap-bozu. Külliyen zarar/mış nakşeden Dev/asa rahmeti içime çekip de azlettiren Sökünü ruhun bir med-cezir Kifayetsizliği ile insan sanma ki ezdirir? Sehven yenik bir itibar Künyesinde yalnızlık nasıl da bir ihbar Ve ihtimam. Körelen yetilerin infilakı S/avunduğum değil savurduğum gözyaşı. |
Ne geçiyor ne de geçiniyoruz.
Kendimize misafir olduğumuz o salıncak
Oysaki az evvel kopmuştuk hayattan.
Sanrı ziyafeti ile s/alındığımız kadar
Beyitlerin de verdiği hükme biat
Soluduğumuz gece miydi illa ki
Aşka hazan yükleyip mevsimi kürediğimiz
Sandıkta mı meyletti rüzgâr?
Yüreğine sağlık arkadaşım sevgilerimle...