Zifiri karanlıkgece gibi karanlık gece gibi görkemliydi gözlerin yıldızlar gibi gecemi aydınlatırdı bakışların parmaklarının ucundaydı sanki yasaklanmış tüm arzular bir dokunuşunda erirdi avuçlarında "asla olmazlarım" susardı dilim seni görmediğinde söylemeye çalıştığım tüm harfler kanardı dilimde amansız bir ağrı saplanıp kalınca göğsüme hissediyordum! ölüyordu birer birer kelebekler içimde yeni yeni isimler bulmaya çalıştım -sensizliğin- başına yakışmadı acı üzerine kurulmuş hiçbir ifade yanına bir kül tadı bırakıp yanınca kelimeler ağzımda anlatamadım! çaresizce haykırdım içimdeki boşluğa yazmak istedim belki diner diye içimdeki sızı kırılıp tüm kalemler parçaladı avuçlarımı kanımla sulayıp boğunca satırları yazamadım! çaresizce kabullendim karanlığımı sonsuzluk gibi bir bekleyiş bu sonu olur mu bilmiyorum güneşi çoktan yitirdim karanlıkta yaşıyorum her şeye dayanırım tek bir şey istiyorum bir yıldız yak gecemde gözlerini seçemiyorum... |
güneşi çoktan yitirdim karanlıkta yaşıyorum
şiire sızan karanlık, şairin bıraktığı bir karanlık mı yoksa şairin bırakıldığı br karanlık mı?
Yaşamak bu kadar mı karanlık?
Dokunması nasıl da aydınlık imiş ki yokluğunda hep o karanlık....