4
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
520
Okunma
Çok uzun zaman oldu
Seni böyle görmeyeli
Elim yüzüne deymeyeli
Sanıyorum
Yüz yıl oldu
Ayağıma dolaşma isterdim bugün
kıyılarıma yanaşma isterdim
Anlıyorum ki
Hayat çok kısa
Akıp giden ırmakları
Ve yontulup
çakıl taşlarına dönen
kayaları duymak gerek
Görüyor musun
Sıra sıra serviler yapmışlar yol kenarlarına
Koca koca kavaklar
Bulutlarla sevişiyor
Satır aralarında
Bir ressam
En güzel uçurtmayı çizmek üzere
Ve sen
Çoktan unutmuşsun
Denizin Kuma değdiği yeri
oysa hiç biri şiir değildi onların
kim diyorsa
ki halt etmiş
bence güzel seven bir adamın cümleleriydi onlar
.....
....
şaşkın bir ağaç görmüştüm bir sabah
eski meyvasını
dalında saklayan şaşkın bir ağaç
dalına yaprak
dalına ışık
dalına bahar vurmuştu
.....
.....
ateşle şarap kardeştir
kan tutar ikisini de der şair
ikisini de aşk tutar
ateşin bulunduğu dağın
güney yamacındaki bağlar şahittir buna
bir gün söylemiştim değil mi sana
içmeyelim şu mereti
demiştim
bütün suçları
bana yazın şimdi
bütün suçları
üzümün meyvasına
yazın bütün suçları
ateşe ve aşka yazın
iyice okunsun şiire yazın suçları
inan
senin şu baş dönmelerin olmasa
ne benim belime oturan
şu sırt ağrım
ne de
göğüs kafesime sıkışan
el kadar şu yazı
ve senin sabahları
artık mutlu uyanmana sebep olan şeylerin
hiç birisi olmazdı
Küçük bir miras oyunudur bu
Çocukluktan kalan
Bizim alnımızdan düşen
Tere yazılıdır
ve çoğu insan buna kader der
Sevenden Gidilmez denilen şey
Yazgıdır oysa
Bir Asur şarkısı der bunu
En iyisini Tanrı’lar bilir der
Seikilos tan sonra
en çok bu şarkıyı sevdim ben
Kahretsin
Unutmuşum şiir yazmayı
Ki
en son yazdığım şiirde takılı kalmıştı saatim benim
Sen iyisi mi
hep altı yaşında kal olur mu
Ben hep korurum seni
Önce kendimden
Sonra herkesten
biliyor musun
gitarımda ki şarkı hiç susmadı
Íçimdeki ateşin
Mevsim tanımadı yani
Ílle de
sen dedi her yerim
Başka da bir şey demedi
5.0
100% (3)