Nereden Başlasam Bilemem Sana.
Nereden başlasam bilemiyorum.
Bu sana yazdığım bir mektup değil, Sana olan sevdamın ağır bir yükünü koyuyorum buraya. Nereden başlasam bilemem sana. Kaşından mı, gözünden mi? Çocukluğundan mı yoksa yaşlandıkça gençleşen yüzünden mi? Kalbinden mi başlasam yoksa, ellerinden mi? Seni hep gizli, uçsuz bucaksız, saf ve hür bir sevgiyle sevmişim meğer. Ardında öyle güzel bir adam bıraktın ki. Bu güzelliği gördükçe, içimdeki o güzelliği gördükçe, Sevmenin güzel bir anlamı olduğunu, kafiyeli bir anlam taşıdığını görüyorum. Güzel sevmenin aşk olduğunu anlıyorum. Zaten aşk, güzel sevince adını hakeder. Anlamını bu şekilde kazanır. Ben seni hesabı olmayan bir aşk davasında sevdim. Bir devrim niteliğinde gizledim. Bir kavga gibi büyüttüm içimde. Ama bildiğin gibi değil. Seni sevmenin kavgası var içimde. Olmaz mı hiç seni gördüğüm ilk günkü gibi. İnce ince sevdim seni, layığıyla. Uzun uzun seyrettim resmini, yokluğunda. İşte şimdi bir senden gizleyemez oldum hislerimi, bir de sensizlikten. İnan aşinayım yaşadığım bu hayata. Sitem etmiyorum ne sana ne de başka bir insana. Senden sonra sonbahar mevsimim oldu. Ne zaman Eylül çatkapı gelse, seni hatırlıyor şu manidar gönlüm. Yanlış anlama sakın. Her an aklımda, her an kalbimde olan sen. Bir sonbaharda hüzün gibi düşüyorsun yüreğime. Gittiğin mevsim bu değil mi? Sen gittikten sonra sonbahar anlam kazandı belki de. Sevmek bir güzelliğe büründü belki de. Seni nasıl anlatsam bilemiyorum. Adını duyduğumda kalbimi titreten mi desem, aklımdan çıkmayan firari düşüncelerim mi bilemedim. Sen bir kitap gibisin işte. Ama öyle sıradan bir kitap değil. Sonundan da başlasam da aynısın, başından başlasam da aynı. Nereden başlasam sana çıkıyor, senliğe çıkıyor sensizliğim. Sen öyle bir gerçekliksin ki benim için. Bütün şu güzel ifadelere yer veren bir gülüşün var. Sen öyle bir gerçekliksin ki benim için, seni rüyalarımda gördüğüm zamanlar mutlu olduğumu anlıyorum. İşte sensin şimdi karşımda duran görkemi bol manzara. Adın saklı yüreğimde, inceden bastırıyor bir yanıma. Acım da sensin, tatlım da. Sen benim uyanmaktan korktuğum en güzel rüyamsın. Sen benim deliliğim, kalbim, yorgunluğum ve sarhoşluğumsun. Ben aşk sarhoşu değilim, sen sarhoşuyum. Sen öyle bir güzelliksin ki adını söyleyemediğim kadın, beni bütün kötülüklerden alıp eşsiz bir güzelliğin içine koyan. Sen öyle bir güzelliksin ki, hüznümü de sende yaşadım ben mutluluğumu da. Seninle ilk defa çay içtiğimiz o gün, o gün anladım hayatın anlamını aslında. İnan o gün çayın soğukluğunu farkettim. Sen beni sevsen de sevmesen de ben seni hep sevecektim. Bunun ölümün gerçekliği kadar farkındaydım. Sana karşı öyle bir aşk besledim ki içimde. Onu daima yaşatacağım. Senin bu dünyadaki varlığının bile beni yaşattığı gibi. Senden sonra sigaraya da başladım. Tek kötü alışkanlığım diyebilirim. Nedenini sorma, bende bilmiyorum. Sen gittikten sonra herşey değişti de, bir içimdeki sana olan sevdam aynı güzellikte sürüyor işte. Geçenlerde doktora gittim. Böyle içmeye devam edersen, fazla yaşamazsın dedi. Umrumdaymış gibi yaşamak. Yaşamak senin olmadığın bir yerde ama seninle aynı gökyüzü altında. Hem bir umut bana, hem çaresizlik. Hem bir bahar sıcaklığında açan papatya hem de soğuktan donmak üzere olan bir serçe gibi bir şey işte. Ben seni yaşamımın bütün mucizeleri arasında en güzeli seçtim. Belki de sen gördüğüm mucizeler arasında tektin. Artık alıştım yokluğuna, ama inan seni görmeden yaşamanın nasıl bir cehennem olduğunu söyleyemem sana. Ben iyiyim beni merak etme. Ama sende iyi ol, beni hüzne meyletme. Allah böyle yazmış kaderimizi. İyiki de çıkarmış karşıma seni. Seni öyle güzel sevmişim ki, güzel kadın. Güzelliğin sevmek kelimesini kuşatmış bu kalpte. Seni öyle güzel sevmişim ki ben, Ben ben olalı görmedim bir şiiri başka bir yerde. Sen bir şiir oldun aldın başını gittin işte. Sonuç bu sevdiğim, sevdiceğim. Sana beyaz papatyam derdim. Belki biz olamadık ama, sen ve ben hep olduk ya bu yetmez mi ki sanki bana. Neyse fazla uzatmayayım. Ben seni yalnızca sevmedim. Bekledim de hep, beklerim de hep. Hep aynı güzellikte de severim. Hep aynı güzellikte de beklerim. Şimdi buraya, Sana olan son mısralarımı bırakıyorum. Ben sevdiğim, senin Allaha olan inancını kıskanırcasına sevdim seni. Seni gelsen de gelmesen de hep bekleyeceğim. Ve inan benim güzel papatyam, Seni hep aynı güzellikte seveceğim. Bir ömür, seni sevdiğim her gün bana zaten bir ömür sevdiğim. Ben seni sevmek ve beklemek için yaşıyorum. Hepsi bu kadar söyleyeceklerimin, Yalnızca sana. |