Gizli Ağıtlar oluk oluk
’’Gece yarısı dudaklarının kıyısından sonsuz bir ilham böldü uykumu
ne kan ne ter içinde kaldım: Bildiğin masmavi mürekkepti alnımdan süzülen ıslandım şadırvanların sesin de ıslandım tebessümünün gölgesinde kendimi zor attım senden gittiğim yollara derin bir ohhh çektim varlığına; sen saçlarını çözen de’’ giderken söylemedim annesiz telaşların gezindiği yerlere evlatlık verildim kurum sesli adamlara korkmaya tedirgin olmaya aklım ermedi bileğim bükülmedi hep belim büküldü gölge olup yürüdüm yanların da acı ve ıstırapta kilitli kaldım ağıda doymuş odalar da biliyor musun? seni getirecek zaman ve doğacak diye şafak derinden derine şiirler biriktirdim benliğimden benliğine dillendirdim ey dün gibi güzel ruhumu yankıdı dünyevi mısralar hasretten ırmağa hayatı yitik her şiir ümitsiz tasalarla Aşkın itirafı ve yalvarışım döküldü huzuruna el pençe divan durdu haddi olmayan gözlerim nis(y)an yağmurlarıyla dudağında ki yaraya banıp kalbimi seherle bezenmiş olarak yürürken ölüme bende olan güzelliğin koparabilir kıyametimi yahut o çalınmış mutluluğu üflerim göz bebeğine sonra sen üflersin gülümseyişinden söz incilerini nefesinin buğusu döndürür başımı açılır hayatın yeni sayfası yer kabuğu değiştirir yönümü rüzgara binip bulutlardan kopup gelirim kırklara karışmadan kırılmadan serçe yumurtası gelişine giyinebilirim en mavi mehtabı bu söz yağmuru ki harmanlansa yedi yerinden haramice dilimden düşer avuçlarına olsun; ölümü kendimle; dirimi senle bölüştüğüm hep veda makamı bildim Aşkı vedaları yıkandım öyle kuşatıldım dövüldüm hayatın örsün de yaşamak boşaldı damarlarımdan oluk oluk gelişine giyindim Azraili sarıldım kefene sonrası yok; tutsun ben uğultulu deniz uykusu topla kirpiklerimi eksik şiirlerden uzat musallaya söyleyecek şiir anlatacak hayat kalmadı kalemimin ucun da göçüp gideyim dudaklarının kıyısından ilk yaktığın ateşin şavkımasıyla intiharım sevgili. |
Yüreğine kalemine sağlık
________________________________Selamlar