İçim Şahane
içim şahane
gümüş mızraklar uçuşuyor başımda gidip söylesem mi martlarla konuştuğumu denizin yüzüne dalıp yalvardığımı tenime dokunup uzaklaştı duvarın dibinden pencereye doğru siyah sarmaşıklarla sarıldım mı bilmiyorum saçlarımdaki şefkati hatırlıyorum ileride yaz akşamları tatlı meltemlerini atıyor suya bir kayıkçı küreğiyle yol alan sonsuzluğa şakalar bırakıp öylesine kayboldum ki kendimi sana buldurmak için bütün limanları dolaştım aslında iki duvar bir tavandı aşkımız ne bilsin yağmur yağsa çiçek açacağını ne bilsin doldursam bulutları göz yaşlarımla bir şimşek çaktı dersin yine sevmezsin. |