GÖLGE YALNIZLIK
Yok olmalıydım belki de
Mümkün olmayan sözcükler gibi, Daha çok sus malıydım şimdi, Konuşmak için erken gibi Yaşamak mı? Hani şu masallardaki gibi, İmkansız belki, İçinde imkan gizli bir imkansızlık şimdi. Bir insan dalar mı hep, Kollar mı uzakları gözleriyle, Öyle bir bakıyordu ki, Gözleriyle deliyordu yalnızlığımı. Ya her şey ya da hiçbir şey, İçinde saklı bir hazine belki, Anahtarı kayıp bir sandık şimdilerde, Ya da varla yok arası bir gölge. Öyle karmaşık ki cümleler şimdi Beynim öyle çok konuşuyor ki durmaksızın Kanamakta olan bir yarayı hatırlatıyor yine bana Susmakta çözüm değil artık kalp bu da. Saatlerdir dalıyor gözlerim, Anlıyorum ben özlüyorum Kimi, neyi ya da zamanı değil, Ben eski benliğimi özlüyorum. |
Şiir ve eleştiriyi yan yana getirerek mayınlı bir arazinin içine ilk adımımızı atmış oluyoruz. İçinden çıkması kolay değil. Her ne kadar tartışmalı bir konu gibi gözükse de aslında pek tartışıldığı söylenemez. Kimi çevreler dil ucuyla konuşur sadece. Şiiri verimli bir araziye benzetelim. Eleştiriyi de mayına... Arazinin içinde dolaşana da şair diyelim o zaman. Tehlikeli bölgedeyiz. Mayın patlayabilir, şair şiir tarlasında dolaşırken ölebilir.
Bu nedenle şiir eleştirmenleri sevilmez genellikle... Ki şiir gibi duygu ve düşüncenin en yoğun işlendiği alanda yapılan eleştiriyi şairler kendine yapılmış sayarlar. Şairin hayatı şiire dahil kuşkusuz ama şairden bağımsız bir yönü de var. İlimi, irfanı var. Artık şair, mayınsız arazide dolaşıyor. Doğal olarak nereye basması ya da basmaması gerektiğini pek önemsemiyor. Nasıl gül dikensiz olmazsa şiir tarlası da mayınsız olmaz.
10 üzerinden 7