Kaçakkaranlık yollardan geçiyorum uçurumların kenarından ayaklarımın altında kah çakıllar kah dikenler kah güller uğultusunu duyuyorum arkamdakinin bir dağ yıkılır gibi yanardağ patlar gibi bülbül feryadı gibi tökezleyip düşüyorum gölgesi düşüyor önüme ahh gölgesi ne korktuğum şeye benziyor ne ürktüğüm uğultuya gölge ki bir yudum su bir lokma aş kırmızı güllerin kokusu mavi denizlerin serinleticisi sarılıyorum gölgesine öpüyorum kollarım kendimi boğuyor dudaklarım içime kanıyor ama kaçmaya devam ediyorum gölgesi yok olana kadar gölgem yok olana kadar kaçmalıyım eyyy gönlümü yaratan eyyy gönlümdekini yaratan bir yol göster gölgelerin öldüğü ölülerin gölgelendiği frezya |