Ellerim/ EllerinOla ki bir gün delirirse ellerim ellerin için ellerimi saçlarından yapılmış bir iple saracağım Ellerime değen her bir telin halini soracağım yoksa deliyim zaten delirmişim... Ola ki Öfkelendiğimde ve gözüme kan indiğinde bir şehri boydan boya gözlerinin rengine boyayacağım iyi geliyorsun öfkeme iyi geliyorsun şehirlere Bir gün hassas bir genç olacağım sigaraya yeni başlamış Henüz damıtılmamış şiirlerle kapına koşacağım sırılsıklam ve aşk almış aklının yarısını... Göğe sorarsan eğer sevgilim bulut olacağım basbayağı bulut Bana sorarsan eğer sevgilim serçe parmağın olacağım serçe parmak yemini etmeye var mısın... Bir gün hasret kokacağım bir gün sen birbirine karışmış insan tanrıların hükmü yasaların ve dinlerin hükmü örf adet ahlak ve dil bilgilerinin hükmü Hükümsüzdür artık bu evde... Avuçların bir göl girdabında düşeyazmaya razıyım Unutkanlığa düşmeyelim sarılalım Öfkeye düşmeyelim sarılalım Hataya düşmeyelim sarılalım Ola ki bir gün delirirse şiirim anlatamazsam kendimi sağ karın boşluğuna gömeceğim karaciğerinin az altına Yoksa deliydim zaten delirmiştim... Bir gün kalbim yorgun ve aklım perişan haldeyken Ağrı dağı gibi yalnız Süphan gibi tekinsiz Al beni ellerinin olduğu yerlere al çabuk ol al ve aç içerimi duy ses/izini Toprağa sorarsan eğer sevgilim karınca olacağım basbayağı karınca Bana sorarsan eğer sevgilim tek bir tüy tanen olacağım fazlasında gözümüz değil gönlümüz var... Bir gün yalnız yatacağım bir gün seyrin içinde birbirine karışmış kokular eşliğinde. Korkuların hükmü Yolların hükmü Yılların hükmü Hükümsüzdür artık bu evde... Offf offffff Şekerler ezeyim şirin dillere diyen türkü eşliğinde Sen benim gurbetimsin ve yine sen memleketim Gün ortasında yadıma düşenimsin sesin göğsümün ortasında geziniyor bana seni hatırlatıyor bana seni hatırlatıyor Şiir uyku misali üzerime çöküyor Ben delirmiş ve sarhoşum Ellerine Değen ellerim Ellerine değen ellerim Ellerim Ellerin... Göğe sorarsan eğer sevgilim rüzgar olacağım dağıtacağım saçlarını Bana sorarsan eğer sevgilim serden geçilip yardan geçilmeyen o yerde duracağım öylece... |
yine gitmedi omzumdan ellerinin izi.
Yedi orman kopardım takvimden de
yine gitmedi ellerimden ellerinin izi.
Yedi okyanus indirdim gözlerimden de
yine gitmedi göğsümden ellerinin izi.
Yedi çöl çevirdim kum saatinde de
yine gitmedi kaburgamdan ellerinin izi.
Ve yedi gökyüzü gezdirdim gözlerimden de
yine gitmedi yüzümden ellerinin izi.
Ellerin;
dişleyip rüzgarları
ne ateşler yakmıştı oysa ki...