Kıyı...
Öyle uzun yolları sevmem...
Yanlızlık tutar. Gün neye değerse, yangın... Yangın kimi sobelerse kül. Bir doğum lekesidir, bazen insan... Karanlığı silinmez. Ve ben ayrık otlarına, Tohum olmayı öğreten deli... Sesimi saklarım, ağzımdaki boşluğa. Sindire sindire susarım, kendime. Parmaklarımı kınalayan, anneme benzerim... Ölümden daha çığlık, Yaşamdan daha sessiz, olmak için. Öyle bir yanlızlık tutarki, Kafa üşür, Kol üşür, Ayak üşür... Kendi başına bi halta yaramayan, Salıncağımı hatırlarım... Söz üşür. Zincirlerin soğuğunu, Çocuk tenime akan terimi hatırlarım, Bahardan değil, Güz den. Yorulmadan... En serin yerdeyim! üşüyenler, benim kabilem... Az ötede minik gök, ufak toprak, Dilimize uyarlanmış,gölgeler. Tartının bir kolu yok... Yanlızlık tutmasa, severdim belki seni... Babamın kıyılarına çarpıp ölen, Annem kadar belki. |