Düş kırıklığından kangren olmuş şiirYalın ayak bir yalnızlık bu Seninkine benzemez Kağıt örtmez Makas kesmez Yoksulluğu tam da burnunun direğinde Kirpiklerinin ucunda Zoraki anlamak mı olurmuş Hiç sebepsiz yalnızlık Eskiden kalma kimsesizliğin bile yoktur senin Kitap arası kuruttuğun çiçeklerin Yırtıp attığın rüyaların. Düzeltmeye çalıştığın örtüler bile olmamıştır, inanırım. Mezarlıkta gezinip Geçmiş olsun der gibiyim tüm mezar taşlarına Yan(ı)lışlarımı doğru saysam ne fayda .... "Yanık" An gelir Başım da ebabiller Varlığım dersin Ebrehenin ta kendisi Bir sistir Dağın başında sen Perdeler hep üstüme çekili Gözlerim dilsiz bir amanın gözleri Keskin virajlar yüzümde . İki yanı uçurum geçmiş Ceplerimde çürümüş gökkuşağı gelecek Sarhoş ediyor tıka kulaklarını boşver Ben hep Kıskanç sevgilisiyim ölümün bilirsin. -------Camdan gelen yanık kokusu mu? Komşu teyze içimin dibini tutturmuş yine Herkes şikayet ediyor Sen de , dimi Bu koku Açın perdeleri. . "Balyoz" Kimsenin kimsesi olmaktan öte Hiç bir şeyin kimsesizliği Yalnız benim İsa’nın çarmıhındaki çivi ustası Çiviye inen balyoz Onu saklayan Ağır ağır. .. ----Bu kadar karmaşadan sağ çıkılmaz derdi , bilirdi herşeyi bilen adam olsaydı. Ben hiç bir şey bilmeyenim Atımı getirin Çağırın tanrıça görünümlü düşüşlerimi Kangren olmuş düşler Kesin atın diyorlar İhtiyar artık bu ceset Yenisini doğurtmuyor ebeler. Tamam. ’’Biliyorum, biliyorum ! Sana gün vermiş yaradan bana gece . Sen Hep al istemiş, bense vereyim. Ya durduğum yer yanlış olmuş , ya umduğum vesselam. ... Boşver. |