GİDİYORUM...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Ölüme öykünen billur sadeliğin anahtarı, gecenin kilidine sokulası bir hazan, döşün seyrinde gömülü bir hayalet dillenen makberin izinde dolan bir kota adeta ölümlü mesainin de dolum tarihi uyruğuna binaen yalnız şehrin de yazılmamış lügati. Sürmenaj bir imge, gün’ün menüsü Aykırılığın da tebessümü, azizim Canhıraş bir telaşla hala dayanmaksa yere göğe Çok geç artık çok geç Elemin şafağında renkler büzüşürken İçimde devasa bir rahmet Sözüm ona aşkın coşkusu. Neyin muhtevası neyin? Debdebeli gölgelerin ikramı mı da Sefasını sürüyor hümayun? Ve de Bayat satırlarda karın tokluğuna Her bir şiir her bir hikâye. Müspet ya da menfi bir destur Yüklendiğim anbean Aşkı geçtim azizim Nedir bu ruhun karası ve gözlerimde kara delik? Tapınan hangi cins imge ise Şiire çengi olsa olsa Ruhun yankısı Her duyulmazlığında tapınan evrene Her sükûneti aslında bir isyan iken içinde. Zanlar, azizim ve de zamlı düş tarifem: Ahkâm kesen bir rota Neye meyletsem günden geceye… Belki de bir rabıta Közünde ölümün müstesna bir gölge Hibe ettiğim bir rayiha Çiçeklerin surunda yanıldığım hece hece Açmayı bekleyen de bir gonca Boca ettiğim kendimce her sefil günce Telaşla sarıldığım Belki de unutulmuşluğun girdabında Şehirler yasarken; Şiirler de yaslarken sırtını okuyucuya Aşkı eleyen gözlerinde bilinmezin Atıştığım rüzgârla İçimdeki mezar bekleyen sinsice. Beklediğim de yok hani Hele ki beklendiğim tarafınca Sırların gözünde arpacık çıktı çıkalı Sıradanlaştı mademki her acı Nezdinde şiirin Gidip de dönmemeli ya da Dönüp bekasını hüznün sadece Boca etmeli. Körü körüne inanmakla meşhur şiir ve şair Debdebeli bir ölümü de hak etmeli Martavalı ömrün Delip geçerken sakilce. Her depreşen tininde asaletin boğuk sesi rüzgârın Belki de bir manivela Aykırı mizacın döngüde takılmışlığı Şimdi hüsran bahçelerini eşeleyelim Bir de unutulmuşluğun gölgesinde Hoyrat bir esinti ile mimleyelim Yeri göğü Patiska özgürlüğün de sökük dikişinde Bir bir yamayalım açık yaraları. Şehrin ırkı kayıp Mevsimin de sol gözünde seken bir kurşun misali Gelip geçen hoyrat fırtına Aslında fıtratın gazabı Beyhude bir serzeniş Ertelenmiş mutluluğun da rükûsu Mabedin kırık kapısında Bir ayak izi Boydan boya göçmüş işte Duvarı inik ve dökük; Aşkın asası kopuk ve kırık Ölümü irdeleyen her gölgede; Her yalın seyrinde Dinginliğin de reveransı Bilumum titrek ışıkta Kopup da gelen dünün özgürlüğü Bir yitim adeta. Sevdalı imlerde Seyranı hakkıyla Doluşan izleklere bilumum feri de sönük Bir köz adeta Tepen her acı İten her el Konaklamışlığımız duvar diplerinde İzbelerin kokusu sinmiş nasıl da şiirlerin Son hecesine. Şair bozuntusu kalemimle Ben aşkı çizerken imge imge Sürmenaj bir dizede uyumuşluğum Kök saldı adeta ömrün her saniyesine Dualarımda saklı tüm gizemim; Dökümlü eteklerinde ölümün Koyu çok koyu bir renk. Aksıran geceyi uyutan Çok yaşatan belki de dileklerin maruzatı Gömülü titrinde yanılgının Şimdilik gidiyorum, sevgili mavi: Mavi gözlerinde doğanın Anne sesinde titreyen bir eda ile Saklı dualarımda tüm sevdiklerim Göğün katmerli buğusu Ölümle aşkın dansı Titreyen elemle yüklü maruzatım Konup da kaçışan bir serçe misali Ürkek yüreğimde doluşan Dünden sarkan rahmet. |
Haz alarak okuduğum şiirde iyi bir kurgu ve anlatım mevcut…
Çok güzel…
............................................ Saygı ve selamlar..