YAS/A...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Öznesine muhalif bir düş’ü kundaklıyor gece:
Yalın seyrinde ömrün tepelediğimiz hüzne de muhalifiz Sezilerden arda kalan son kırıntılar Nisan tasında mevsimin rahmeti toplayan naralar Narsis bir hükümle sevebilirken yeri göğü de Sığdıramazken içindeki hüzne Savruk bir nidayı da beslerken gözyaşı ile Aşkın en mahrem zerresi. Teyakkuzda renkler elbette Aşkın ve doğanın menşei Sıra dışı bir kelam Zanları da zamirleri de yalayıp geçen Rüzgârın bam telinde ısrarlı bir öğe Sıra dışılığını serip de şiire Geri çekilen neferi gönlün Yerle gök arasında bir yerde kalabildiğince özgür Araf’ta yaşamayı şart kuşan aciz bir fani Kıssadan hisse olsa keşke mesele Keşke düşse gözünden ölümün isyan ve insan İri çiy tanelerinde yerle yeksan bir heyecan… Elbet yıkacaktır duvarları ve engelleri Mavi teninde hasretin Pembeye çalan kadim bir neşe Ellerimle topladığım hangi notaysa Kayıp şarkının benliğine sıkı sıkı sarılan… Sonlanmayı dileyen bir şarkının naşını taşıyorum İçinde tezat iklimlerin serili olduğu Tekdüze bir yas/a değil bu. Bilakis iklimlerin eklemlerinde geziniyor Soluksuz notalar balçığında hüznün Kesitler sunuyor kemanın sesinde Devrilen naşını da ıslıklayan Şarkıların dilinde soluk bir nüans bu. Evrim geçiren bir canlı gibi Anılması an meselesi kirli çarkın, Erkin hükmünde Göğe rest çeken bir pencere İçimdeki dehliz Kuru sıkı gülücüklerin de toz kondurmadığı Her savruk namede soluyor göğün gri kâbusları. Sonlar geçit vermeyen Başını unutmuş bir hikâyenin ölü kahramanı Diri hüzün nasılsa gelip geçecektir diyen Yaslı şahikanın yaşlı niyazı. Tetiklenirken kuru gürültü Bir araz belki de yarına çıkmayacak olan sonsuzluğun Duası. Satırlar şaha kalkan Belki de kırk katır kırk satır misali İçindeki hezeyanı kollayan muhalif bir gök taşı Düştü düşecek gözlerinden iklimler beyitlerin Taarruzuna yenik düşen sıra dışı kayıtsızlığı Dizginlenemeyen de bir hüsran… Kalbura dönen yalıtılmış vicdanların Hala nasıl oluyor da saklı bedduası Mazlumların terine, tinine ve titrine dayanamayan Maşuk gölgesinde bile aşkı saklı tutarken Gölgeli beyitler sessizliğe hükmeden Solan sarı benizli hangi güneşse dünyadan uzak Yaralı yüreğin nazı niyazı Nasıl ki kök söktürür cümle âlem Teşrif eden sıra dışı bir özneyi bile Özlem belleyen sancılı telaffuzu aşkın… Kaç öğün kaç günün de kâbusu; Belki de titrek bulutlarına yaslı göğün Pas vermeyen bir inilti savrulan, Savurduğu kadar yalanlara da kanmayan Bir kelamda bile saklı iken o tek damla gözyaşı. Övünün sitemlerinizle Yâd edip maziyi güne demir atan öfkenizi de saklı tutun hadi Yarınlar elbette kesilecek hesabınızdan Yaratan kadar merhameti bol elbet gelecektir hakkınızdan: Gün doğmadan doğacak hangi mevsimse Yeter ki yas ve zulüm düşsün yakamdan. |
kutluyorum,Duyarlı o güzel yüreğine ve ellerine sağlık,
Dua ve selamlarımla