REPLİĞİNİ UNUTMUŞ MEVSİM...Repliğini unutmuş mevsimin külüyüm Aşkın da unutulmuş uyruğu Şimdi menevişlenen bir cesaret ile Umuda koşuyorum: Kaslı kollarında ölü adamın; Soğumuş yüreğinde Temmuz sıcağının Ve darbelerin ardı arkası kesilmezken Tüy sıklet bir özgürlük kapsama alanımdan taşan Balçığın sıvadığı şiirlerim. O mizansen ki; Kurda kuşa yem olmadan öğütmeli ömrü Ya da ömür öğütürken dirayetini; Sınanmışlığında bir başına kalıp da Sözüm ona aşkın tutsağı bir rahle. Hadi, ilerleyin hanımlar, beyler Ki görelim ensenizdeki teri ve ihaneti Oysaki alın teri vermiştim ben yüreğimle Kazdığım çukura hala düşemediğim Üzerime toprak döşemediği cümle âlemin. Sanrılar cumhuriyetinde doğdum ben Büyüdüm de mevsimsiz, zamansız Ayyuka çıkan göğün namelerinde Bir batıl keramet sırtlandım Aşkı da azığa alıp Konuşlandım kırık yel değirmenine. Teninde yıldızların donuk bir tezahür Serinde sırların yılgı Aşkın asaleti de sorulur benden Yine de; ne sen sor ne ben… Dilemem mi sanırsın huzuru ve umudu? Paçalarımdan akan yağmurun rahmeti İçimde yağan, köpüren dalgalar İçin için kanayan lanet Oysaki sehven yenik düşmüşlüğün de alâmetifarikası. Neşriyatı yok işte dillenen mevsimin Ne de son emri verdi hümayun. Aksayan bir mekanizma Ne çok öğreti ne de çok yalan Yüzüme gülüp de… arkasını asla dinlemedim ben Ne de olsa tembihliyim atalarımdan Canım yansa da barındırmam içimde kini, laneti. Ne pervaneyim ne de lahit Ne canlıyım ne de ölümün sönük ferine Yenik düşmüşlük mü? Ne haddime! Rabbim henüz sonlandırmadı vademi. |
Ki görelim ensenizdeki teri ve ihaneti
Oysaki alın teri vermiştim ben yüreğimle
Kazdığım çukura hala düşemediğim
Tebrikler, yine çok güzel, yine muhteşem