Aynanın Dağılan Antolojisi
Yağmurlar altındaki bir ordu kalabalığıyla geri çekiliyordu dünyadan
Hafızanın cahil tiyatrosu Tanrıya biraz daha yaklaşan yalnızlığın ulu ağacı Kurgular Dilleriyle beraber pervane kozasında dönüşenlerin gecesi Dün söylediklerim ateşin etrafında döner Kurtçuklar gibi değişir bugün ansızın Yeniden gelirim, akan çaylar parıldayarak Sel kıvrımlarına saklanan ayrıntılarda Yiten şey nedir? Zihni, su değirmenlerinde öğüten hışırtı Karmaşayla evrene öykünen kıyının eteğinde bahşedilen dingin uyku Diz çöktüysem, kendimedir teslimiyetim Aynalardan bahsedilmeyen bir zaman kırıntısında yüzümü bıçaklayan Fizik yasası kahramanları Ruhani can çekişlerin kıpırdanmalarını anımsa Kendime dönerim Coşkuyla, bazalt gülüşlü kalelerime Kapılarından Ellerimle ağlayarak, parmakuçlarımdan sızan tuzu Çanağa verilen şeklin erdemiyle alırım Gündönümü yağmurlarında doğdum ben Kendi dönencelerinde süren meşrutiyetin Özel tarihinde olanları ben bilirim Çektiysem elimi üstünden diğer elin Ayrılırım kötülüğün girdaplarından Suya kapılan küpür ve söğüt kırığı uzantıları Sabah salasında dinlediğim dünyanın sessizliğini Duvar resimlerine evrilen gözlemin ruhsuzluğundan El yordamıyla seçerim Öyle güzel yağdın ki yağmurun söz hakkı İçimde yeşiller devrildi |
Hayat neşeli değil; ama biz de şükürsüz değiliz, hayata rağmen. Bir yerlerde yağmur yağdıysa tüm insanlık sevinmeli.. ne güzel..
Yazmaktan asla vazgeçme. Saygılar..