1
Yorum
19
Beğeni
5,0
Puan
566
Okunma
Yağmurlar altındaki bir ordu kalabalığıyla geri çekiliyordu dünyadan
Hafızanın cahil tiyatrosu
Tanrıya biraz daha yaklaşan yalnızlığın ulu ağacı
Kurgular
Dilleriyle beraber pervane kozasında dönüşenlerin gecesi
Dün söylediklerim ateşin etrafında döner
Kurtçuklar gibi değişir bugün ansızın
Yeniden gelirim, akan çaylar parıldayarak
Sel kıvrımlarına saklanan ayrıntılarda
Yiten şey nedir?
Zihni, su değirmenlerinde öğüten hışırtı
Karmaşayla evrene öykünen kıyının eteğinde bahşedilen dingin uyku
Diz çöktüysem, kendimedir teslimiyetim
Aynalardan bahsedilmeyen bir zaman kırıntısında yüzümü bıçaklayan
Fizik yasası kahramanları
Ruhani can çekişlerin kıpırdanmalarını anımsa
Kendime dönerim
Coşkuyla, bazalt gülüşlü kalelerime
Kapılarından
Ellerimle ağlayarak, parmakuçlarımdan sızan tuzu
Çanağa verilen şeklin erdemiyle alırım
Gündönümü yağmurlarında doğdum ben
Kendi dönencelerinde süren meşrutiyetin
Özel tarihinde olanları ben bilirim
Çektiysem elimi üstünden diğer elin
Ayrılırım kötülüğün girdaplarından
Suya kapılan küpür ve söğüt kırığı uzantıları
Sabah salasında dinlediğim dünyanın sessizliğini
Duvar resimlerine evrilen gözlemin ruhsuzluğundan
El yordamıyla seçerim
Öyle güzel yağdın ki yağmurun söz hakkı
İçimde yeşiller devrildi
5.0
100% (11)