desem ki taştan taşa
desem ki yardan yara
desem ki yaradana ah


desem ki meleye meleye
hasretim düşmez ak eleğe
anne desem görülmeyen meleğe



iki eli bir çıkaramadım kandan
kına yaktı anam avuçlarıma
başımın büyük sedası
yık üstüme üstüme

gülden ağır sözleri...



nereden nere çalsam
acımsı bir uzun hava
cinnetten kovulmuş
kor kor ateş böcekleri...



tee oralarda ulu bir kızılağaç gölgesi
şimdilerde el bebek gül bebek
bir yığın yaprak



bütün bütün bozdum dağları
attım hallacın pamuğu gibi
hüzünlü bulutları
o yağmur buralı değil...



mavi göğün gözünde
kanada kesti ortalık
yıldız yıldız kuş açtı
gün güneşini saçtı


nice öksüz sözün
okşanmamış başı
ne çok derin iç çekiş
ne çok geçmişe serzeniş



ne çok milyon insan tozu savruluyor
ne çok milyon insanın sesine mezar bulutlar
bulutlar...


hangi aşk ölümsüz de sevdaya mezar kazar
hangi çivi taş diye beni tarihe yazar
iki ağlama arası mor bulutlar


kelebek iskeleti
kelebek iskelet
kelebek iskele
alabanda...