ÎRO/
Tanrım!
Tanrım sen beni nasıl güzel bir aceleyle yarattın. . . . Ben bu ayaklarla dar sokaklardan geçtim dar koridorlardan. Her defasında bir kere sana çarptım dokuz kusurlu hareketten biriydi. Ama rahat ol kasti bir tekme atmadım. Fakat bu da bir sır olsun naftalinli sandukada arz’ı sakladım. . . . Ben bu kulaklarla dengbej dinledim gözlerim kaçıncı Black Mirror bölümünde saymadım değişiyordu her şey oyuncular, konu ve sahne ama bu kalple hepsine -amenna- dedim. . . . Ben bu başağrısıyla kaç ibrişim ilmek ördüm şimdi Zodyak çemberinin içinde Mayısın onbeşiyim kısaca bir akrebim ve kendimi yerim Ama yine bir sır serçe parmağımın kocaman bir kuş olduğunu kimselere demedim. . . . Ben bu içimle her sabahın beşini ipe astım kaç saat intihar etti kaç gün kaç gece yine de Tanrı’nın eli elimin üstünde öylece yemin ettim Dedim; bir daha dönersem yüzümü sahte bir güneşe beni göğnümün başkentinde kara topraklara gömün. |