Kainatın Kapısı
Annesinin etinden düştü toprağa bir bebek.
Annesi ırgattı babası çobandı Annesi kendine gelince Yerden aldı bebeğini toplandı Ve kalktı Canından can koptu Dert değildi ona o yarım kalan işini düşündü Dağ taş oralı değildi Orağı öylece kalmıştı düştüğü yerde Orak mı bebeğimi kendi dağ taş köydü, milletti devletinin Önce ortaktı kocasıydı, vatanıydı, sahip çıkmak için bebeğine Bebeği ağladı, şenlendi bir gölgelik dulda edindi Kucağında bebeği yanında orağı Anneliğini duyumsadı, anını öyle bir yaşadı ki Hayatını ellerinde hissetti Annesini düşündü kendini oracıkta kocaman büyüttü Bebeğinin büyüyüp hayatını kuracağı kadar Dağ taş oralı değildi o oradaydı Orak yanında Dağın taşın ederi, değeri; kendi terazi bebeği ibresi Dağı taşı orakla tartıyordu Aklı, orakla, kendiyle bebeğini tartıyordu Orağın ibresi keskinliğindeki ucu Uzuv, araç gereç ve de silah İş, kainat kapısı; bebek kainatın bacasından düştü Orakla da kapı açmaya çalışıyoruz Bir gün ölmeden geçeceğiz kainatın kapısından bebeğim. |
Duygular nakış nakış işlenmiş.
beğendim...
............................................... Saygı ve selamlar..