APOSTROF S...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Özlemi sağanaktı ömrün de vebali Nasıl ağır ve dokunulmazlığı Ölümlü duyguların safsata yüklü kimi zaman Eşkâlinden yansıyan bir tereddüt işte Mütereddit yorgunluğun ilamıydı Göz göre göre sevişlerin bedeli. İkircikli bir rüya âlemi: Konan satırlara o düş gezgini ilham: Kanayan ve kanatan ömürden almak istercesine İntikamını Saf kan yarış atı gibi sevmeye teyelli yürek: Nakşeden doğasında her dizenin Bir rivayet belli ki Çatlamazdan önce sabır taşı. Bereketli ömür; bereketli gece: Bol keseden hüzün dağıtırken hece hece Her şaire yaraşan beyitlerin tevekküle dönük Yüzünde garipsenen o mizaç: Sapla samanı ayırt etsem ne olacak, Demenin mealinde Yüz görümü bir tedirginlik. Handikapta sıradanlık Olağan ne de olsa çatık kaşlı gölgelerin İhaneti su götürmez gerçeklerde Bata çıka yürüyen bir vecizeden çıkıp da yola: Efkârı lüle lüle aşkın peyzajında Ömürlük bir hadise: Şehrin şiirlerle yıkandığı Ki ruhun da bozguna uğradığı o merhale. Kasıtsız bir ölüm takriben Adam boyu yalnızlık tek tanığı İllet alfabesinde zehirli şiirlerin Teyakkuzda adeta mevsim. Pür neşe olsa olsa hakkıyla sevip Hakkıyla anılmak insanlık dilinde. Şimdimi topladın mı saçlarımdaki aklara Denk düşen bu hulasa ilhamın Asık yüzlü ilhamı ne zamanki Geçse boynuma Demem o ki: Kendi ellerimde verdim kendime öl emrini. Teyakkuzda sabır ve sükûnet: Kem gözlerin tetiklediği her ölümlü şiir gibi. Sessiz bir çığlığı bölebilirim ellerimle: Giyindiğim apostrof es Bir de bir de yüreğimin mavisi: Nasırlı sözcüklerim var benim Elbette de ıssızlığım eşlik eder hecelerime: Kanayan her şiiri Su niyetine boca ederim içimdeki yetime Öksüzlüğüm tartışılır lakin afacan Yetilerinde küçük hacmimin Elem kere fiş der içimin mabedi. Duru su durgun ruh mu kefil tüm olanlara? Hani, mağlup düştüğüm pervazında Çocukluğumun, İklimler seğirtir bir bir, Açan her çiçeği de sen bilirim Issız bahçesinde cennetin biliyorum ki Ben de kalabalığa rastlayacağım. Kırılmadık ceviz bırakmayan ahali; Nakşeden doğasında Elemli sözcükleri Kerrat cetveli gibiyim son zamanlarda; Önce artan derken yutan Sanrılarım kadar da durağan olsaydım ya; Hani mücbir sebeplerden yazıp Başıma koyduğum kutsal kitabı Nasıl ki sakınırım gözümden… Bazen çift olur gördüklerim Mevzu bahis sevdiklerimse vay halime Sonramı kurcalayan sadece Tanrı Demenin meali elbette tevekkülüm; Yol yakınken ölmeli de: Dargınım dağlara taşlara Kime söylediysem derdimi Duvarlar nemli yasıyla kustu da kustu Aşkı filan geçtim, bayım Zemheride üşümüşlüğümü de. Alâmetifarika her düş’üm: Düşün düşün; İçinden çıkamadığım Öncemi de unutabilsem Başka yanlışım da olmayacağını bir bilsem Belki de unuttuğum; O yanlışa denk düştüğüm. Harbi delikanlıymış bu yürek: Varsa yoksa açmaza düştüğü. Lakayt olsa da çoğunluk Sevginin ta kendisi işte içimdeki azınlık Bir de bir de; Azığa aldığım kuytum: Varla yok arası mutluluğun unuttuğu kadar Unutulduğum. |