İÇİN İÇİN AĞLAYAN ŞİİRLERDEN FİRAR EDEN...Gün, özrünü yitiren her düş’e nasıl da düşkün; Rabıtanın ters yüz edilmiş içindeki hüzün Deli fişek bir şiir baş tacı bellemiş şehri: Surlarında umudun şiirler saklıyor şehir: Yeknesak ve vakur bir fısıltı. Endamın görkemi Ve elbette baş şehri sevdanın… Yalıtılmış gölgemde Toz duman sair imge: Baştan çıkan her şiire gelen görücü İçim titrerken sevdiğimin de meali Kayıplardaki nice sezim Aşkın miadı doldu, sanma, sakın azizim. Kök söktüren her uzvunda evrenin Ben sadece kayıp bir mısra kadar tedirgin Ve elemin tefrikası zamansız nöbetlerim. Dumura uğrayan her zerremde saklıyım Saklı tuttuğum kadar âşık Ve sevecen bir dille hükmederken içimdeki çocuğa Haykıran o elzem gök kubbe Sivri dili fanilerin Allah’ın adını andığım kadar Huzura dönük yüzümde Solan bir rahle kadar Kutsallığın izini sürerken Cahil cesaretimle Aşkın da bam teli bir ritimde Oynar içimdeki devasa matemim. Her mahrem imde Saklı sarnıcında Düştüğüm o gayya kuyusu kadar İzah edilmeyen silik karede Silindiğime biat ansam da ölümü Ettiğim yemindir beni ayakta tutan: Ne keramet ne kehanet Sadece içimdeki rehavet Kundaklanmadan Sonlanmayı talep ettiğim Hakkın indinde aşikar Varlık ve teamül. Yüklük ve kayıp cesaret: Edimlerde hep dokunaklı söylenmeyen hüzün Devinen rahmetle Her namazın vaktidir İçin için ağlayan şiirlerden firar eden O küçük ve mazlum yetim. |
adı silindiğine de inanma
bir gönül ki
darda
aklı yarda
kim se o
bence firarda
yada herkesçe
bir tutuyor onu
yada onu anlamıyor
on bir numara altı yıldız
harikasınız
tebrikler
ömrünüz çok olsun