VİRGÜL,Özenti değilim ne de bir öz veri: Aşkın hümayunu her deyişte Serpilen bir özneyim Lakin Yabancı kendine ve düşkün sevdiklerine. Muhafaza ettiği her yetim öğeyi kolluyorum; Başımın üstünde üç kez döndürüp… Sonrası mı? Varsın yeknesak bir kelamda savrulayım, azizim Ve nüktedan bir sevişte Her kıbleye döndüğümde Ruhumun gizemini sunayım Rabbime. Ötekileşen bir özdeyiş olsam bile Kabul edeyim ömürlük yenilgiyi. Bir araz olabilirim Ya da muteber bir fısıltı: Gökle benim aramda sadece Ama demezler mi? İki kişinin bildiği sır değil. Madem savruk gölgemde Açmadan solan bir gül’üm Kaynakçam bunca hüzünde Neden her daim bir virgülüm? Kavrulan sonrasıyla avunan; Siftinmeden serkeş yüreği çimlere seren Sonrası mı, azizim? Elbette çiğnenen bir yeti’m. Şimdimi maruzat belleyip Ellediğim değil mi ki kayıp makberim? Hem dandik bir şiirde kazıdığım yüreğimle Sormazlar mı neden; Hep matem? Mahrem değil gözyaşım Bir de tutsaklığım Bir başıma yüreğimi avuttuğum Sadece Rabbimin varlığıyla: Gün özürlü bir düş’te düşüşe geçen Hangi kayıp özne mi? Varlığımla eşleşen… Sonram, meçhul, azizim: Sormasan da zaten söylemeyecektim. |
Noktalanmadan güzel bir yaşamdır dileğimiz saygımla.