YALAN
Cenin bilgeliğinde bir aşığım şimdilerde
Savunmasız cahil ve doğal Gelişi kadar ateşli belki durgunum ve olağan Tüm çekincelerden kaçmak için yorulduğum bir hayat Yeter aslında bu acı bu sorusuz ve cevapsız yıllar Siyah giydirilmiş kocaman ve yalan tanrılar Tanrı tanımlarından ruhumuzu kanatan sayrılar Ayıp dediğin yorganlarda değil yürekte saklanan Hadi söyle nereden geldi bu küçücük canlar Kaçma kendinden hadi Korkma artık İnsan ki önce kendine yalan Bahar En güzeli en doğrusu bahar Kabarmış tomur tomur dallar Sancıda yaşam Can suyu verileli ezel oldu Doğum ha bu gün Ha bir göz kırpımı inan Göçmen kuş deyince serçe diyor şimdilerde İnkarımız Yaşam yabancısı şu küçük tatlı armağanlar Serçeyi bile demek bilmiyorlar Bir papağan Geveze belki belki bu öğreti de yalan Ötüyor farkında olmadan Sığınıyor avcumun sıcağına Sarmalanmak istiyor sevgiyle Hem tedirgin en çok korkak Farklı mıydık Sanmam O bağırmayı ezber sanıyor Tek gülmeyi bilen canlı beşer şaşar zavallı insan Ve yasaklanıyor kendine Ağlamak iman Hayat dediğin kadim ezberlere sığınan düşlerimiz kadar Aldığımız yol arpa olsa yanmam Kırgınlık Kanamak ya da kanamamak Ey insan Bir güne bak Bir bahara Anla artık Her şey kocaman Masmavi biraz mor biraz turuncu Bir göz kırpımlıktır mutluluk İnan Sığınsana Gerisi yalan yalan yalan S.Y /İzmir 2019 Saadet Yıldırım |