Belki de son satırlarım
Son demlerimdeyim artık...
Son zamanları... Belki de son anı... Bu yıkık,virane olmuş bedenimin... Yorgun yüreğimin... Kim bilir belki de... Belki de son satırları sana yazılan... Son satırları... Son... ---- Tükenmişlik nedir? Bilir misin sen... Bitmekten de ötedir bitmekten de öte... Herşeyini almışlar... Elinden... Ama bitememişsin... Bitsen belki kurtulacaksın... Ama yok... Tükenmişlik işlemiş kanına... Çaresizliğin diğer yanı... Seni dipsiz kuyulara atar... Dirhem dirhem içini acıtır... Hep ağlatır... Hep sızlatır... Şu zalim hayatta, yüzüne tokat gibi çarparak ben hep burdayım der... Burdayım... Yıkılmışlığın ta kendisidir tükenmişlik... Yıkılmışlığın ta kendisi... ---- Yoruldu artık bu kalbim... Yalan sevdalara, sahte aşklara kucak açmaktan... Yoruldu artık bu bedenim... Her seferinde dayanılmaz acılara maruz kalmaktan... Sonu gelmeyen değmeyecek sevdalara yanmaktan yoruldu... Yoruldu diyorum... Çok yoruldu... ---- Soruyorum sevgili... Şimdi soruyorum sana... Bir aşk (adamı/kadını), artık aşka inanmıyorum derse ne olur? Taş olur taş... Koca bir taş... Taş oldum ben... Aşka inancım kalmadı... Ve bu taşı artık bırakıyorum senin avuçlarına... Tuz-buz mu edersin param-parça mı? Yoksa avuçlarında filizlendirip, çiçek açtırıp hayata mı döndürürsün senin ellerinde... Belki de son satırlarım bunlardı sana sevgili... Hoşçakal... Yazan : Recep Hamza |