ÇIĞLIK
ÇIĞLIK
O çığlığı duyunca anladım; hayatımın felsefesini, duygularımın anlamını… O çığlıktan anladım, zulme karşı kinin ne demek olduğunu. O çığlıkta gördüm zalimin kanlı ellerini… Dışarıya hiç alışamamıştı, kendini hala mahpusta zannediyordu. insanlar hiç değişmemişti sanki Veya ona mı öyle geliyordu, vurdumduymaz, hissiz ve duygusuz gibi duruşları! Hatırladı; mahpushanede yattığı gecelerin birinde, rüyasında, evladının saçlarını okşarken, uyandığın da ellerinin boş olduğunu ve o anda içinde kopan sessiz çığlığın gözlerinden akan damlalarla buluştuğunu ve o her damlanın içinde başka bir dünyanın saklı olduğunu, kim, nereden bilecek ki, ancak, o çığlığı yaşayan bilir, o acıyı çeken, bir de duyan… Bütün bu çığlıklar, acılar, insana bir şeyi öğretir: Nasıl, su ateşten, bulutlar şimşeklerden, kahramanlar zalimlerden korkmuyorsa, çileyi çekenlerde ölümden korkmaz. Onların sevgisi de başkadır, çünkü onlar sevdiklerinin, çilelerini, çığlıklarını, acılarını Yüklenmeye hazırdır!.. Yusuf Yılmaz |