YAPRAKSIZ ÇİÇEKLERİN ÇIĞLIĞI
YAPRAKSIZ ÇİÇEKLERİN ÇIĞLIĞI
( Barış çiçeği) Yusuf Yılmaz Yükselirken alnımız ğöğe; Gecenin karanlığından Yıldızlar düşer yere; Çağırır beni bulutların arasından Gök gürültüsüyle birlikte. Arkadaş olur yalnızlığımıza. Kanımızda ateş var; Benliğimizi sarar. Bir yapraksiz çjcek; Şu radyodan çıkan kısık ses gibi arar Üfler kulağıma Neredesin! Dağ, taş, ova aştık; Köyler, Şirin kasabalar, yemyeşil ormanlar durağımız; Bazen buz dağına çarparız; Küçük kıyametler hissederiz. Toprağın altından sesler gelir; Bizim duymadığımiz; Bir bir uzanır başaklara, Dua eder kara sapanlara. O gece bir rüya görürsün; Bir daha uyanmasam dersin... Fakat hayır, Ne çare uyanacaksın; Gerçeklerle karşılaşacaksın. Hele bir de bu çöp dünyada Çöplüğün içinde dolaşacaksın. Kim? Kimler yaptı? Kimler yaşayamaz hale getirdi Bu cennet vatanı. Biz neye hasret çekiyorsak Bizden uzaklaştırıyorlar. Hangi materyalist kafa Kaderimizle oynadı. Nicin ? Bu dünyanın içine birazda Mana koymadılar. Cin gözlülüler idare ediyor Bu güzelim memleketi. Güvercinler ezilip yok ediliyor. Biraz daha sabret. Mavide uçarken kartallar, Yer yüzüne inmek için Fırtınayı, kasirgayı, borayı bekliyor. Devrimci ruhların topraktan çıkıp, Dağların tepelerin de Çorak ovalarda, Susuz beldelerde, Unutulmuş, Yerinden yurdundan kovulmuş, Garibanların gönlünde Doğacak ve gerçeğe dönecek günü bekliyir. Billur billur, Işık ışık, Biz de sizinleyiz ! Biz de sizinleyiz! Tıpkı, Çölde, Yapraksiz açan çiçekler gibi... |