REDDEDİYORUM BEN OLMAYI...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Şimdi, muhbir bir imgeyi lav edelim: Hani, çatık kaşlı filan da değil Altı üstü aşkın neferi her kayıp şecere. Dokusunda ömrün yarım adalar inşa edelim: Çıkını olmayan gelinin; Çivisi çakılmış tüm düşlerin Soyunu da ihbar edelim: Yerli yersiz çemkiren iblisi, Köhne dehlizleri; Künyesi kayıp şehri de mimleyelim Tıpkı şairin küfesinde saklı maziyi Yâd etmeden Düşelim yollara yerli yersiz, Sarnıcı kayıp enginlerin telkini ile Mim koyalım her şiire. Batılında ömrün; Hazan kepçe kaşık kaşık örseleyelim kalemi: Şehla bir düşte Yenilgi mahiyetinde Her alın terini yok sayalım Şaibeli göğün Sıdkı sıyrılmış ömrün En kuytusuna serelim serebildiğimiz özetini İfşa edilesi filan da değil hani: Altı üstü bir can pazarı; Bir sükûneti dillendiren Sebebi olmayan bir cinayeti Üstlensin de şair Ölümüne seviyor madem evreni Çivisi çıkmış her gölgeyi çarmıha gerelim Yerli yersiz hıçkıran yüreğin Mabedi kalemi Evirip çevirip batıralım çamura. Bir haleden kayan; Varlık kadar torpilli günceyi Sunmadan hece hece Övelim yerli yersiz her kimliği Varsın dumura uğrasın adalet; Varsın yitip gitsin o benlik ki hidayet Düşkünü aciz ruhu Vuralım yerden yere Gün dönse de geceye Gecenin nutku tutulsa da Hurafeler dizelim cahil gölgenin çevresine Aşkın her zerresi uğramadan hezimete Çekip gidelim acele ile: Ketum varlığı; Asaletin geride kalmış kırık kulpu Aşkı, sevgiyi çıkarmışken gözden Gerilelim tüm haşmetimizle; Kurban seçilen kimse Tahliye edelim iyiyi, güzeli Hani olur da evren uyanır ansızın ve Uyarır İlahi Adaleti: Vadesi dolmadan her heceyi ve kalemi Tefe koyalım İfrata kaçan tüm nefreti Boca edelim şiire Varsın yok sayılsın onca şiirin sahibi; Varsın efsunlu bir terk edişe mahal versin Evren ve sahibi bunca fani sıradan Sıra dışı bir künyeyi de Sıradan geçirelim Kalem uyumadan gecenin koynunda… Reddediyorum artık ben olmayı: Olmaya olmaya bir başkası Zaman da tehir ediyor Doğasına aşık insanı Aslında insan insanı tahliye eden Bir de yükümlü mısralı recm eyleyen. Hanidir kabusu yalnızlığın Esrikli acıları dahi gölgede bırakan. Bir nüfus, genele hükmeden Pay ettikçe evren, Çatık kaşlarında kayıp sicilin Yoksunluğun örgülü kaderini hicveden. Ne Tanrı Ne bağnaz bir acı Sanma ki; Hükümranlığında nefsinin; Elinde sancak, kıyıları gezdiğin de Tebaası sözüm ona Varlığı idame ettiren Yaftalanmışın kayıp mezar taşı. Nüktedan bir fısıltı da çıkabilir hani ayyuka; Tembel kanatlarında yavru kuşun Sus payı verir derinden Mecali sırsız bir telaş; Meali varsa yoksa Günü birlik bir yas; Esefle asılı olduğun kıblesine ömrün Rahmetler bahşeden Zamansız al basar yanaklarını Pembe bulutların, O koyu efkarı Sadece damlasında ziyan olan Meşru bir yenilgi: Görgüsüz yorgunluk da cabası Kırık üç beş nota Kıyar da kıyar şairin güftesine Sonrası meçhul işte. Matemin serzenişine kurban Ketum varlık köksüz yalan. Cılız bir ilah Metruk düşlerin saltanatına hürmeten Taşan denizlerin intikamı Bir vakit ki; Örtülü gece yarısı. Kundaklanan düş Ne olur düş yakamdan ecel: Hayatın tarhına ekilesi bayat tohumlar Bir ılık nefes yeter de artar hani: Kovalarken kaderi Kederli sesine duaların Uzaklardan gelir de konar ölü bir kuş: Metruk yüreğin meczup temennisi: Göl durgunluğunda bir ömür tahsis etsin Yeter ki kader iklimine bir buse Sunup usulca yel olup Karışayım ellere, diyorum şimdi, anne. Dokuduğun yüreğin ellerinle İzzeti ikramı imiş sevginin; Sevip küçülen ellerimle tuttuğum Ne çok serzeniş. Ufkun hakimiyetine hayran baykuş Beylik bir kelamla Uğursuzluğu nasıl ki örtüşür Kışın güncesi ile Somurtuk mizacın bile gelir keyfi yerine: Bir avuç karda eriyen düşlerim Elemi baş göz eder sabahın soğuk sitemi. Bayrak açan göğün mehter takımı Yeryüzüne eser de eser eşrafın öfkesi. Bir içimlik olsa keşke acılar: Oh, ne ala; ne ala Yarını unutup kabaran göğsünü elemin Hibe eder günün rutinine: Ne cafcaflı ne yandaş mısralar; Ölü hayallerin de yitip gitti mi… |
Şiirde dört dörtlük ölçü ve kurgular...
Şiirin sesi hiç susmasın...
............................................. Saygı ve selamlar..