CAN KIRIKLARI
Can’dım
Cam oldum Can’sın diye avutup,yaşatmaya çalıştılar beni Kardelenler gibi Kaç kez ölüp,ölüp dirildim Cam diye kaç kez kırdılar,parçaladılar Her artçının vurduğu,depremler gibi Bir o yana Bir bu yana Savrulurken Ortada kuyu var,yandan geç diyen olmadı Şu yalan dünyanın,tam ortasında Kan kırmızısı gülleri,hiç koklayamadım Uçsuz,bucaksız Kucaksız kalmış çocuk gibi Her ağladığımda Mor yalanlar fısıldandı kulaklarıma Ben avunurken eflatunlarla Pembelere hep hasret kaldım Bir Ceylan kadar ürkektim Nazlıydım aslında Cam gibi kırılmıştım Dağları görmedim ki Ovaları anlatayım Baharı görmedim ki Ben hep kıştayım Bir o yana Bir bi yana Hadi gel Gel sen de biraz oyala Sayısız gece eskittim Gün yüzüne hasret Ne güneş çare buldu,ne de yağan kar Siyahlara Karlar yağdı üzerime Güneş eritti Gölgesi şeffaf beyazıma Ihlamur ağacının altından geçerken Sahip çıktım ilkbahara Boynu bükük,sıcak bir koku Civildeşen kuşlar Birbirine dolanırdı ,ayaklarım yürürken Bir düşsem kırılacaktı Düşmedim Can oldum,bahara Sıcacık anılar taptaze durur Cam’dan vazomda Yağmur darılmaz mesela Yağmur darılmasın Saçlarım karışsın birbirine Islansın ellerim,yüzüm Ama İşlemedi içime Kokmadı toprak Çamurlaşmadı deli yürek Canım yanmadı Cam’dım Kırıldım |
Gün yüzüne hasret
Ne güneş çare buldu,ne de yağan kar
Siyahlara
Karlar yağdı üzerime
Güneş eritti
Gölgesi şeffaf beyazıma
Hüzün dolu bir ömür nakış nakış işlenmiş şiire. Tebrikler yürek dolusu....