~Hoşçakal~
Şimdi sana içimi dökmeyeceğim...
Gülüşünü şiirlerimle süslemeyeceğim... Derin sevgimi birkaç satıra sığdıramayacağim... Senin sevdiğin atların nallarından öpüyorum... İçimi toprağa karışmış kokunla dolduruyorum... Ölüler sağnak altinda uyurmuş bugün öğrendim... İnsan sevdiğinin mezarını kazarmış... Sevmediği çiçekler burnunun dibinde bitermiş... Bizimkisi kronik gökyüzüne bakma sersemliği... Yıldızların önünde kısrak gibi duran çam ağaçlarına inat... Göğsünde hazin bir mevsim uyur gecenin... Papatyalar genç kızların gelinliğini süsler... Güneş ve ayaz buğday tenleri kavurur... Bazen de taşlar yerine çok geç oturur... Kuşlar başak veren tarlalara göçermiş... Bir kandil yanar başka bir kandil sönermis... Kelebekler olayın farkında boşuna ölmezmiş... Yaralarımızdan pınarlar akıyor parmak uçlarına... İçimde budanmış asma yapraklarının dürtüsü... Alnımdaki kırışıklığın sesindeki okşayışıyla geçmesi... Siyah saçlarını gökyüzüme salan güzel... Herkes kendi mezarlığını şiir gibi yazarmış... Başka bir sabaha kokunda uyanmak dileğiyle... Hoşçakal seni öper, bağrıma basarim... Kerem Ateş 22 Kas 2018 18:45 |